Her yıl Uluslararası Yeşil Hafta Fuarı kapsamında düzenlenen, Dünya Gıda ve Tarım Forumu'nun en önemli siyasi etkinliği Berlin Tarım Bakanları Konferansı gerçekleştirildi.
Her yıl Uluslararası Yeşil Hafta Fuarı kapsamında düzenlenen, Dünya Gıda ve Tarım Forumu'nun en önemli siyasi etkinliği Berlin Tarım Bakanları Konferansı gerçekleştirildi. Ülkemizi Tarım ve Orman Bakanı Vahit KİRİŞCİ'nin temsil ettiği Berlin Gıda ve Tarım Konferansı'nın ardından 33 maddelik sonuç bildirgesi yayımlandı.
Tarım Bakanları Konferansı sonuç bildirgesinde, dünyada açlığa karşı daha güçlü bir mücadele çağrısında bulunuldu. Rusya- Ukrayna savaşının "büyük insani sıkıntılara neden olduğu ve küresel ekonomideki mevcut kırılganlıkları şiddetlendirdiği"ne özellikle dikkat çekilen bildirgede, tarımda sürdürülebilir bir üretim yöntemine işaret edilerek yüksek gıda kayıplarının da azaltılması gerektiğinin altı çizildi.
"Tarım ve gıda sektörlerinin sürdürülebilir şekilde üretim yapabilmesi, yeni koşullara uyum sağlanması, risklerle başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi, sosyal olarak daha adil olmalarını ve krizlerden daha hızlı ve daha iyi çıkmalarını sağlayarak sürdürülebilir, kapsayıcı, verimli ve dirençli gıda sistemlerini teşvik etmeyi taahhüt ediyoruz." ifadesi kullanıldı.
Açlık ve yetersiz beslenmenin özellikle iklim krizinden ciddi şekilde etkilenen bölgelerde, şimdiden belirgin olduğuna vurgu yapılan bildirgede, bununda çatışma ve zorunlu göç de dahil olmak üzere her türlü eşitsizliği artırdığına işaret edildi.
Sonuç bildirgede, uluslararası gıda piyasasındaki oynaklığın azaltılması ve tarım emtia fiyatlarındaki belirsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğinin altı çizilerek dünyada açlığa karşı daha güçlü bir mücadele çağrısında bulunuldu.
İçeride tarımın karar vericileri tespitler yapıp temennilerde bulunurken, dışarıda Alman Çiftçiler ve çevreciler ARTIK BIKTIK adlı insiyatifin çağrısı ile bir protesto gerçekleştirdi. Alman eylemcilerin talepleri ve işaret ettikleri sorunlar aslında bir çok ülke çiftçisinin de ortak sorunlarının sesi niteliğindeydi;
• Sosyal olarak adil bir tarım dönüşümü ve herkes için iyi gıda,
• Çiftçi haklarının dünyada güçlendirilmesi,
• Küçük aile işletmelerinin korunması,
• Çiftlikleri güçlendirin, şirketleşmeyi durdurun,
• Adil üretici fiyatlarının sağlanması,
• Çiftçilere sosyal yardım verilmesi
• Çevre dostu tarımın desteklenmesi ve daha fazla tarım alanın açılması ,
Tarımın önemi hayati bir şekilde kendini hissetirmeye devam ederken, uluslararsı arenada başat ülke olmanın yolu da yine tarımsal üretimdeki gücünüz ve rolünüz ölçüsünde. Bütün bu gelişmeler ülkemizin başta insan kaynağı olmak üzere tarım potansiyelini etkin bir şekilde kullanma zorunluluğumuzu bir kez daha güçlü bir şeklilde gözler önüne seriyor. Günübirlik politikalar ile tarımda sürdürülebilirlikten bahsetmek mümkün değil. Çiftçinin, toprağın, havanın, suyun gerçek manada önemini ve önceliğini anlayan, yaşatan ve uzun vadeli programlarla hayata geçirilen politikalara ve bakış açısına ihtiyacımız var.
Yaşadığımız ağır ekonomik kriz, insanımızı "gıdadan tasarruf etmek" zorunda bırakırken, bir çocuğun dahi "eti karne hediyesi" olarak alması kabul edilemez. Kaldı ki et, süt ve süt ürünleri ülkemizin çok büyük bir kesimi için tüketilebilr olmaktan çıktık!