Kurmaca öyküleri severiz, hele bir de adına başarı öyküsü dedik mi, yok satar! Hele bunu güzel bir belagatle anlattın mı, dinleyicisi çok olur... Kodlarımızda geleneklerimizde var, doğrusu iyi ki var, bu başka... Gerçek bir öyküden uyarlamıştır temalı dizi senaryolarına benzer bir anlayışla olanların alıcısı olsa da kalıcılığı yoktur. Popüler kültür hayatın her alanına sirayet ediyor. Bir bakıyorsunuz gerçek veriler bile bu şekilde uyarlanıyor.

Uzun zamandır gözüm kulağım hükumette, ne zaman tarımla ilgili şahane bir açıklama, mucizevi bir program ya da müjde gelecek diye bekliyorum. Genel seçim, yerel seçim derken bir türlü sıra gelmemişti o muhteşem açıklamaya! Çünkü her yıl tarıma bu tarz bir dokunuş yapılır; milli tarım seferberliği, yerli ve milli ürünü destekle, tarım yılı gibi... Neyse ki Sayın Cumhurbaşkanı bu sessizliği bozdu ve geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda “Yeni Bir Tarım ve Kırsal Kalkınma Süreci Başlatıyoruz" dedi. Çok şükür başta çiftçi olmak üzere hepimiz derin bir nefes aldık!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin tarım ekosistemini geliştirmek için herkesin fikrine, katkısına, eleştirisine, önerilerine sonuna kadar açığız. Yeter ki tarım konusu ezberlere ve ön yargılara kurban edilmesin. Yeter ki cımbızla çekilen bir ürün üzerinden sektöre haksızlık yapılmasın. Ülkemizin son 21 yılda başarı hikayesi yazdığı alanların en başında tarım, hayvancılık ve su ürünleri vardır" dedi.

Yıllardır gerek televizyon programlarımla gerekse yazılarımla elbette gerçekçi bir noktadan, ülkemiz çiftçisinden ve sektörün gelişiminden yana taraf olan bir bakış açısı ile tarım sektörünün sesi olmaya devam eden biri olarak neyi kaçırdım, nasıl oldu da bu başarı öyküsünü ben görüp dillendiremedim diye hayıflandım?..  Sil baştan oturdum verileri inceledim, çiftçilerle sektör temsilcileri ile sohbet ettim, makaleler okudum, üzülerek belirtmeliyim ki münferit örnekler dışında sektörün topyekûn başarı hikayesine rastlayamadım.

Çiftçi sayısı azalırken, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı artarken, girdi maliyetleri artarken, hayvancılık ithalata teslim olmuşken, bitkisel üretimin de ithalat girdabına çekildiğini göre göre sahi ben hangi başarı öyküsünü kaçırdım?  Samimiyetle bu soruya cevap aradım mesela bazı istatistiklere bakalım. İstatistikleri okurken sadece yıllık değişimi değil mevcut nüfus, turist sayısı, sığınmacılar gibi faktörlere bağlı artan tüketim miktarını da dikkate almak gerektiğinin altını çizmek isterim.

TUİK verilerine göre;

 Büyükbaş hayvan kategorisinde, sığır sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,0 azalarak 16 milyon 521 bin baş, manda sayısı ise %2,9 azalarak 167 bin baş olarak gerçekleşti.

 Küçükbaş hayvan kategorisinde, koyun sayısı Haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,7 azalarak 42 milyon 565 bin baş, keçi sayısı ise %7,5 azalarak 10 milyon 709 bin baş olarak gerçekleşti.

Hayvan sayıları ve değişim oranları, Aralık 2022-Haziran 2023

Çiğ süt üretim istatistikleri 2020 yılından itibaren Tarımsal İşletmelerde Hayvansal Üretim Araştırması'ndan elde edilmektedir. Buna göre, 2022 yılında 21 milyon 563 bin 492 ton olan çiğ süt üretim tahmini, 2023 yılında %0,4 azalarak 21 milyon 481 bin 567 ton oldu. Bir önceki yıla göre keçi sütü üretimi %0,5, inek sütü üretimi %0,2 artarken, koyun sütü üretimi %12,5 ve manda sütü üretimi %1,3 azaldı.

Çiğ süt üretimi ve değişim oranları, 2022, 2023

Artan bir veriye maalesef rastlayamadım. Çiftçi sayısına ilişkin Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı çiftçi sayısının 2 milyon 177 bin olduğunu açıkladı. Öte yandan TUİK istihdam verilerine göre tarım sektörünün payı 1,0 puan azaldı.

Bütün bunlarla birlikte çiftçinin hayat standardı, çiftçiliğin gençler arasında rabet görmemesi dolayısıyla tarım nüfusunun hızla yaşlanması ve tarımın ticari bir faaliyet olarak aile işletmeleri açısında karlılığının kalmaması gibi daha insani ve daha önemli kısımları dikkate aldığımızda bir başarı öyküsünden çok ciddi bir öz eleştiri ile meseleye yaklaşıp çözüm adımları atmanın daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim.

Bütün bu koşullara rağmen üretime devam eden çiftçilerimize bereketli bir hasat dönemi diliyorum.