Tarım hayati bir sektör. Bunu hepimiz biliyoruz! Tarımın stratejik önemi ise ülkeler için beka meselesi. İklim değişikliğinin ağır sonuçları, savaşlar ve artan girdi maliyetleri gibi temel sorunlar gıda güvenliğini önümüzdeki tüm meselelerden çok daha önemli kılmakta!

Bazı konuların sık sık tekrar edilmesi farkındalığı artırmak adına son derece önemliyken, altını doldurmadan hatta içi boş sadece tekrar edilen söylemler ise maalesef meselenin ehemmiyetini azaltıyor. Ülkemiz açısından baktığımızda birçok toplumsal husus gibi tarım ve gıda meselesi de böyle bir girdabın içine düştü. Tarım adına karar verenlerin yaklaşımları, söylemleri maalesef meselenin içini boşaltmaktan, basitleştirmekten öteye gitmiyor!

Bir sorunu çözmek için önce sorun ne olduğunu tüm gerçekliği ile perdelemeden ortaya koymanız gerekir. Ardından bunu yaratan tüm sebepleri, gerçek verilerle belirleyip, önem derecesine göre sıralamalısınız. Kalıcı bir çözüm için bütün sebepleri öncelik sırasına göre, kalıcı bir şekilde ortadan kaldıracak politikalar uygulayıp somut adımlar atmalısınız! Tabi bunları yapabilmeniz için liyakat, gerçekçilik ve tutarlılık son derece önemli.

Tarım sektörümüzün en önemli meselesi maalesef son üç özelliğin olmadığı bir bakış açısı ile yönetilmeye çalışılması, dolaysıyla geri kalan tüm faktörler anlamını yitiriyor!

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı 2025 yılı bütçe sunuş konuşmasında 2025-2027 yılları arasında hayvan varlığını artırarak et ithalatını sona erdirmeyi hedeflediklerini açıkladı. Sayın Bakan sadece iki ay önce, eylül ayında katıldığı bir TV programında; “Et üretimi için %95 oranında kendimize yeterliyiz, ithalat sadece ve sadece yönetmelik için” demişti!

Eylül ayından kasım ayına ne değişti? Konu toplam et tüketimimizin %5’ni ithal etmekse lütfen merak buyurmayın, neticede küresel ekonominin içinde o kadar alışverişimiz de olsun! Regülasyon meselesi ise en başından bu yana et ithalatının kılıfı ve o kılıf çoktan param parça oldu! Zira bu gerekçe işe yarasaydı devlet “ucuz et” satmak için market açmazdı!

Böyle bir yaklaşım ile tarımın “yönetilmesi” bana kalırsa geri kalan tüm zorluklardan daha zorlayıcı! 

Aynı konuşmada Sayın Yumaklı,  2025 yılında bağlı kuruluşlarıyla birlikte 178 milyar lira yatırım yapmayı, tarımsal destek miktarını 135 milyar liraya çıkarmayı planladıklarını belirtti. Yumaklı, “Bütçemiz bir önceki yıla göre yüzde 55 artışla 438 milyar TL olacak,” diyor.

Bütçede tarıma ayrılan payı ve tarım adına karar verenlerin tutumunu dikkate aldığımızda esasında söz söylemeye de gerek yok! Sebebini, sonucunu, söylediklerimizi, söylemediklerimizi tarıma dair her şeyi özetleyen en güzel söz; ne ekersen onu biçersin!