Tarihte eşine az rastlanır destansı bir kurtuluş mücadelesinin ardından başlayan varoluş mücadelesi bir o kadar zorlu ve takdire şayandır. Yıllarca süren savaşların maddi manevi yıprattığı milletimizin, geleceğe, ‘Güçlü Türkiye’ idealine ulaşmak için elinde sadece her türlü zorluk-yokluk karşısında sınanmış, inancı ve umudu vardı.
Atatürk kurtuluşun da zeminini hep bu inanç ve umut üzerine inşa etmiştir. Tarımı milli ekonominin temeli olarak görmüş, çiftçiyi güçlendirmeden, hak ettiği maddi manevi değeri vermeden, topraktan üretime, planlama yapmadan bu hedefe ulaşmamızın mümkün olmayacağına daha kuruluşta işaret etmiştir!
Bu bakış açısından çok uzaklaştığımızın en önemli göstergelerinden biri “köylü milletin efendisidir” sözünün yerini “cefakâr ve fedakâr çiftçilerimiz” sözüne bırakmasıdır! Bu iki söz tarıma ve bilhassa aile işletmelerine “verdiğimiz değerin” sayfalarca yazılacak, uzun uzun anlatılacak kısa özetidir!
Tarımın milli bir mesele olduğunu, gündelik siyasetten ari olması gerektiğini söylüyoruz. Gözden kaçırdığım bir meseleyi emeklilere bir sefere mahsus verilecek 5000TL ikramiye sayesinde fark ettim!
Tarıma dair söz söyleyenler yıllardır “cefakâr ve fedakâr çiftçilerimiz” diye söze başlar!
Bir hakkı teslim etmek istiyorum, yıllardır tarıma dair istikrarlı ve en gerçekçi taşınan sözdür bu, adeta tarım politikamızın düsturu!!!
Siyaset üstü diyebiliriz, yıllardır iktidarı muhalefeti özenle sahiplenir ve asla dilinden düşürmez “cefakâr ve fedakâr çiftçilerimiz”
Sözün gerçek anlamını yitirmemesi için yıllardır harcanan çaba ve gösterilen istikrar da takdire şayandır!!!
Seçim kampanyalarının anahtar sözcüğüdür…
Kutlama da müjde de “cefakâr ve fedakâr çiftçilerimiz” diye başlar!
Çiftçi de kimselere bırakmaz kader gibi taşır ve nesilden nesile aktarır, “cefakâr ve fedakâr çiftçilerimiz”
Çiftçilik zor zanaattır, mesleğin doğasında cefa da feda da vardır! Mesai mefhumu yoktur, gecesi gündüzü belli olmaz, tatili “emekliliği” yoktur, her koşulda çalışır-üretir…
Tarımda çalışan nüfusun yaşlanması temel sorunlardan biri, gençler tarımı tercih etmiyor! Hal böyleyken tüm zorluklara rağmen emeklilik hakkı kazanmışken çalışmaya-üretmeye devam eden çiftçilerimizi, Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılına özel emeklilere bir sefere mahsus verilen 5000 lira ikramiyenin kapsamı dışında tutmak sadece çiftçilerimize değil sektörün kendisine büyük bir haksızlıktır. Üstelik mevcut ekonomik şartları dikkate aldığınızda bir market arabasını dolduramayacak bu parayı dahi vermemek yine “cefakâr ve fedakâr çiftçilerimiz” sözünün hakkını teslim etmektir!
İklim değişikliği, savaş, artan gıda fiyatları, düzensiz göç gibi küresel sorunlar tarımsal üretimi daha da hayati bir noktaya taşıyor. Bilhassa aile işletmelerinin korunması- desteklenmesi bu kadar stratejik bir hale gelmişken, bütün zorluklara rağmen, çalışan-üreten çiftçilerimizi küstürmeye hakkınız yok!
Fedakârlık etme sırası yönetenlerde, bir cefa çekilecekse bunu sadece çiftçinin omzuna yüklemek kabul edilemez!