TBMM’nin bu ayki gündeminde 2025 yılının bütçesi var. Bütçe görüşmeleri yıl başına kadar devam edecek.

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda her gün bir bakanlık ve bağlı kuruluşların bütçesi ele alınıyor. Görüşmelerde aynı zamanda geçen yılın harcamaları da ibra edilmiş oluyor.

Gençlik ve Spor, Tarım ve Orman, Sanayi ve Teknoloji ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlıklarının bütçeleri kabul edildi.

İlgili bakanlar, hedeflerini açıkladılar.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya kazanamamalarına rağmen bazı branşlarda ilkleri başardıklarını söyledi.

Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı, Bakanlığın hayvan bakım evi yapımı için orman arazilerinin tahsisinin yanı sıra sahipsiz hayvanlarla ilgili faaliyetlerin desteklenmesi için 2025 yılında 1,8 milyar bütçe ayrıldığını bildirdi.

Komisyonlarda güzel sunumlar yapılıyor, kıymetli görüşler ifade ediliyor. Zaman zaman gergin anlar yaşanıyor olsa da ilgi çekmeye matuf gülümseten sahneler de şahit olunuyor. “Vatandaş ekmeğe muhtaç” iddiasının akılda kalıcılığını görselle desteklemek için masaya bir kasa ekmek ekmek ve süt getirmek gibi.

Meclis’te eskidelerde genel kurul görüşmeleri televizyonlardan verilirdi. Bazen temel nezaket kurallarını aşan görüntülerin yaşanması, yumruklaşma ve ölümlü kavgaların olması Meclis yönetimini önlem almaya mecbur etti. Bu görüntülerin Meclis’in kurumsal itibarını zedelediği kanaatine vatan yönetim dış yayınlara son verdi. Şimdilerde, yasal çalışmalar sadece Meclis içinde iç yayından takip edilebiliyor.

O yüzden yaygın basına yansıyan haber ve görüntüler artık Meclis’te vuku bulan “tartışma ve görüşmelerin kırıntısı” mesabesinde. Böyle olunca da içerideki havayı olabildiği kadarıyla yansıtmak biz gazetecilere düşüyor.

Bu yılki duruma ilişkin notlarımı inceledim: Büyük kısmı vergilerden oluşan bütçe ile ilgili bu yılki tartışamlar sadece basına yansıdığı kadarıyla izlenebiliyor. 

Bu yıl, Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeler, bütçeden ziyade günlük siyasi tartışmaların gölgesinde devam ediyor.

Milletvekilleri, adeta “azıcık bütçe”, “çokça günlük siyasi meseleler” üzerinde duruyorlar. Şu diyalogları not almışım:

o   Bahçeli, Apo’yu Meclis’e davet etti, biz etseydik bize neler yapmazdınız ki.

o   Bir belediye başkanı terörden dolayı görevden alındığında belediye başkanı sizden ise yerine ise meclis üyelerinden ama muhalefetten olunca kayyum ataması yapıyorsunuz.

o   Siz Öcalan’a “Sayın” dediniz.

o   Size de Kandilden destek geldi.

o   Ama siz de mektup okuttunuz.

Bir ara “konu neydi” diye sorma gereği duyduğumu hatırlıyorum.

Her türlü tartışma ve görüş kuşkusuz ki çok önemlidir.

Vekiller, bazen konu dışına çıkabilirler. Hayatın olağan akışı da bunu gerektirir.

Bununla birlikte “bütçe” meselesini karara bağlayan yasa yapıcıların bence dikkat etmeleri gereken önemli bir husus var.

Kurumların hedefleri ve bütçe miktarları, vatandaşın ekmeği meselesinin önüne geçmemeli.

Tartışmak güzeldir; tartışılan konuda farklı düşünceler dile getilir, anlamlı bir atmosfer oluşursa. Çünkü farklı görüşler, aynı çiçeğin farklı renkleri gibidir.

Milletvekilleri tartışmaya devam ediyor. Tartışmak güzeldir; tartışmalar fikir paylaşımına ve barışa giden yolu aydınlatırsa.

Farklılıklarımız, aynı kökten yükselen ağacın muhteşem ayrı ayrı dalları olduğumuzun gerçeğini değiştirmiyor. 

Dünyada aradığımız barış, insanın kendi içinde başlar. Bunun için güvenli bireye, adil devlete, alana hakim ve konuya odaklı çalışan uzman temsilcilere ihtiyacımız var.