Avrupa ülkelerinin birçoğu sahipsiz hayvanlar konusunda benzer uygulamalar yapsa da aralarında ufak tefek farklar bulunmaktadır. Genellikle para cezası, hapis cezası veya sahipsiz hayvanın uyutulması dahil birçok uygulama içeriyor. Örneğin Belçika’ya bakıldığında; sahipsiz hayvanlar, bağışçılar tarafından finanse edilen barınaklara götürülüyor ve köpeklere zorunlu olarak mikroçip taktırılıyor.

Sahipsiz köpekler sokakta bulunduğunda, sahipleriyle iletişim kurmak için mikroçipler devreye giriyor ve hayvanlar en yakın barınağa teslim ediliyor. Sahipleri tarafından 15 gün içinde alınmayan köpekler, sahiplendirilmek üzere sınıflandırılıyor. Evcil hayvanları sokağa terk etmek ise, 1 - 3 ay hapis ve 52 - 2.000 euro’dan başlayan para cezası ile cezalandırılıyor. Almanya genelinde ise köpek sahipleri, barınakların bazı masraflarını karşılamak için yılda 400 milyon euro vergi ödemek zorundalar. Saldırgan cinsleri sahiplenmek isteyenler olursa, polis izni alınıyor ve kişi eğitimden geçiriliyor. Isırma olaylarına karışan saldırgan köpekler barınaklara götürülürken sahipleri de lisanslarını kaybediyor. Barınaklara getirilen hayvanlar ise, sahiplerini belirlemek için mikroçipler sayesinde kontrol ediliyor ve sahip bulunamazsa veya hayvan sahipsizse, altı ay boyunca barınakta tutuluyor. Alman Hayvan Refahı Yasası'na göre, hayvanlar ciddi bir hastalığı olmadığı sürece ötenazi yapılmıyor. ​

İspanya'da barınaklar inşa etmek, kısırlaştırma yapmak ve mikroçip taktırmak zorunludur. Ülke yüksek düzeyde hayvanları terk oranına sahip olmasına rağmen, işbirlikçi çabalar sokaklardaki başıboş köpeklerin dolaşmasını engellemektedir. Yetkililer, sokak hayvanlarını kontrol etmek için koordineli olarak çalışıyor, onları kısırlaştırmak ve barınaklara götürmek için büyük çabalar harcıyor. Hayvanı terk etmek veya onlara zorbalık yapmak da ağır para cezaları ve hapis cezası öngörüyor. Bu ülkede de sağlık dışı nedenlerle hayvanların uyutulması yasaklanmıştır. Fransa'da ise her yıl 100.000’den fazla hayvan sokağa terk edilmesine rağmen, ekipler onları toplayarak barınma merkezlerine götürüyor. Bu yüzden yerleşim alanlarında başıboş hayvanlara neredeyse hiç rastlanılmıyor. Tüm köpekler, özellikle tehlikeli cinsler, kamusal alanda tasmalı olarak dolaştırılabiliyor ve kural ihlali eden olursa, 38 - 150 euro arasında para cezasına çarptırılıyor. Evcil hayvanları terk edenlere, 3 yıl hapis ve 45.000 euroya kadar para cezası verilebiliyor.

Birleşik Krallık'taki (İngiltere) uygulamalar ise bizim alıştığımızın dışında daha sert tedbirler içeriyor.  Yine köpeklere mikroçip takılması yasa gereği zorunlu ve hayvan sahipleri evlerini taşırken bilgilerini güncellemeleri de şartlar arasında. Sahipsiz köpekler belediye ekipleri tarafından toplanmakta ve sahiplendirilmeleri için bir hafta süre verilmektedir. Bu süre zarfında eğer sahiplenen olmazsa ötenazi işlemi uygulanmaktadır. Çünkü ülke çapında barınaklar artık kapasitelerini aşmıştır. Yunanistan'da da başıboş hayvanlar 2021'den itibaren belediye sorumluluğuna verilmiştir. Fakat bu durum yasalaştırılmış olmasına rağmen, devletten çok gönüllü örgütler tarafından sahiplenilmiş ve bakılmaktadır. Yunanistan’daki STK'lar devlet fonu kullanmadan, kendi öz kaynaklarıyla faaliyetlerini yürütmektedir.

İtalya, İsviçre ve diğer pek çok Avrupa ülkesinde de benzer uygulamalar söz konusudur.

Tüm bu örneklere bakıldığında temennimiz, kendi memleketimizde de artık başıboş sokak hayvanlar sorununun ortadan kaldırılmış ve konuşuluyor olmamasıdır. Bizlerin de en kısa sürede ne yapıp ne edip bu dertten kurtulmamız şarttır. Hadi bir an önce Devlet- Millet iş birliğiyle çözelim şu sıkıntıyı.

  Doç. Dr. Hakan KEÇECİ

Bingöl Üniversitesi Vet. Fak.

     İç Hastalıkları AD 

Kaynak Bilgi: Anadolu Ajansı.