Son yıllarda sadece ülkemizde değil, bütün dünyada “kırsal kalkınma” kavramı fazlaca gündeme gelmeye başlamış, kırsalda yasayan insanların mutlu ve refah içinde yasaması amacıyla kırsal kalkınma çalışmaları artmıştır.

       Global diye nitelendirdiğimiz dünyada herhangi bir kırsal alanda yaşanan tarımsal üretimdeki verim düşüklüğü, yoksulluk, göç hareketleri, tarım topraklarının azalması, toprak ve suyun kirlenmesi gibi sorunlar, sadece o sorunu yasayan çiftçileri ilgilendirmekten çıkmış ve bütün ülkeyi hatta birçok ülkeyi etkileyen bir duruma gelmiştir. Bu nedenle Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Avrupa Birliği gibi kuruluşlar kırsal kalkınma olgusuna daha çok kaynak, bilgi ve zaman ayırmaya başlamıştır. Çünkü tarımsal faaliyetler sadece üreticiyi değil bütün ülkeyi, hatta bütün dünyayı ve insanlığı ilgilendirmektedir.

            Her geçen gün tarım sektörünün milli gelirdeki payının düşmesi, gelir dağılımındaki artan dengesizlikler, kırsal ve kentsel alanlar arasındaki hayat şartlarının farklılıkları kırsaldan kente göçün olmasına neden olmakta, kısal kesim belli yaşın üzerinde olanların yaşadıkları ve üretim faaliyetlerini güçlüklerle yürütmeye çalıştıkları alanlar haline gelmiş, çiftçilik adeta kader mesleği olmuştur. Kırsalın ayağa kalkması için çok ciddi planlamalar yapılmalı, sadece tarımcıların değil ülkenin öncelikli milli meselesi olmalıdır.

            Esas meselenin üretimin artmasıyla kırsaldakilerin hayat standartlarının gelişerek, kırsalın cazibe merkezi haline gelmesinin yanında son yıllarda kırsal kalkınmanın yeni bir kolu olarak sunulan ve her geçen gün geliştirilmeye çalışılan yeni bir olgu da “Kırsal Turizm” dir. Başlangıçta fantezi gibi görülmeye başlasa da devletin yerli ve yabancı kaynaklarla ürettiği projelerle desteklenerek gittikçe geliştiğini görmekteyiz.

            Günümüz şartlarında, özellikle çalışan kesim tarafından yoğun iş temposu ve karmaşık şehir hayatından uzaklaşma isteğiyle kırsal turizme olan talep giderek yoğunlaşmaktadır. Avrupa’da son 50 yıldan fazla zamandır gelişen kırsal turizm, ülkemizde de son 20 yıldır giderek yükselen bir potansiyel oluşturmaktadır. İnsanlar artık beş yıldızlı otellerden ziyade doğayla içe içe olup stres atmak, alışılmışın dışında yaşam tarzlarını değiştirerek, organik ürünlerle beslenmek ve spor yapmak amaçlarıyla tatil yapmayı seçmektedirler.

            Ülkemizde, üretim ilişkileri açısından bakıldığında “kırsal alanlar”, il ve ilçe merkezleri dışındaki üretime kaynak teşkil eden alanlar olarak kabul edilmektedir. Fakat kent statüsünde olup ekonominin ağırlıklı olarak tarıma dayandığı, kırsal yaşam biçimlerinin yaygın olduğu, sanayinin düşük gelişme hızında olduğu il ve ilçe yerleşim yerleri de ülkemizde kırsal alan niteliğini ağırlıklı olarak taşımaktadır. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde, nüfusun neredeyse yarıdan fazlasının kırsal alanda yaşamını sürdürmekte olduğu söylenebilir.

            Kırsal kalkınma, içerisinde çok kapsamlı faaliyetleri ve alanları teşkil eden bir yapıdır. Bu nedenle, üzerinde görüş birliğine varılan net bir tanımı yoktur. İlk kez Birleşmiş Milletler (BM) Örgütünce tanımı yapılan “toplum kalkınması” tanımı, “kırsal kalkınma” olarak da kabul edilmektedir. Bu tanımda, toplumun niteliği kırsal olup olmadığı belirtilmeksizin konuya genel bir açıdan yaklaşıldığı görülmektedir. Bu tanıma göre kırsal kalkınma; “küçük toplulukların içinde bulundukları ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabaların devletin bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların ulusun tümüyle kaynaştırılması ve ulusal kalkınma çabalarına tam biçimde katkıda bulunmalarının sağlanması sürecidir”.

           

          Doğal güzelliklerini, kıyılarını, denizlerini, tarihsel ve kültürel değerlerini, hatta kentlerini bile turizmde pazarlayan ülkeler, kırsal coğrafi ortamların ayrılmaz birer parçası olan kırsal yerleşmelerini de turizmde değerlendirmeye çalışmaktadır. Ülkelerin bazıları sahillerdeki yoğun baskıyı azaltmak üzere kırsal turizme yönelirken, bazıları da iç göçü önlemede, bölgelerarası gelişmişlik farklarını azaltmada bu turizm türüne başvurmaktadır. Bir kısmı ise turizme sunabilecekleri ortamların sınırlı olması nedeniyle gelir getiren yeni bir kaynak olarak kırsal turizmi ön plana çıkarmaktadır.

            Kırsal turizm basit olarak kırsal alanlara yapılan seyahat olarak tarif edilebilir. Ancak, araştırmalar kırsal turizmin daha karmaşık olduğunu göstermektedir. Kırsal alanlarda gerçekleştirilen turizmle ilgili, doğaya dayalı etkinlikler, festivaller, kültürel etkinlikler, tarımsal turizm, el sanatları ürünleri gösterilerini içeren örnekler bulunmaktadır. Kırsal turizm bütün tarım turizmi aktivitelerini, eğitici seyahatleri, sağlık turizmini ve eko turizmi içeren çok yönlü karmaşık bir etkinliktir.

            Kırsal Turizm ve Rekreasyon Faaliyetleri Projeleri; çiftlik turizmi, gezi parkurları, doğal ahşap ya da doğal taş malzemelerden üretilmiş konaklama tesisleri, çiftlik hayvanlarıyla vakit geçirme bölümleri gibi farklı ilgi alanlarına hitap eden doğaya dönüş organizasyonlarını içermektedir. Bu bağlamda TKDK IPARD tarafından hibe verilen kırsal turizm projelerine olan talep de gün geçtikçe artmaktadır. Bu projeler ile TUİK’in 31 Aralık 2022 tarihinde hazırlamış olduğu Kent-kır sınıflamasına göre mahalle ve köy listesinde yer alan kır yerleşim yerlerinde konaklama, restoran ve rekreasyon faaliyetlerine yönelik hizmetler ile ilgili tesislerin kurulması ve modernizasyon yapılması amaçlanmaktadır. Yıldızlı otel, özel konaklama tesisi, motel, apart otel, pansiyon, konaklamalı termal tesis ve bungalov evlerden oluşabilecek konaklama tesisleri olabilmektedir. Bununla birlikte taş ev, kütük ev, ahşap ev, çadırlar, kampingler ve mobil ev gibi farklı tarzlarda konaklama tesisi de yapılabilir.

            Son yılların popüler konaklama tarzı olan mobil ev türünde yapılacak yatırımlar, imar planında kamping ya da kırsal-eko turizm kullanımlarına ayrılmış olan alanlarda yapılabilmektedir. Proje kapsamında en az 5 mobil evin olması gerekmektedir. Bunun dışında ayrıca inşaat ruhsatı gibi evraklar istenmemektedir. Mobil evlerin bir motorlu araç tarafından çekilebilir olarak tasarlanması gerekmektedir. Trafiğe tescil edilmesi şarttır. Burada dikkat edilmesi gereken husus bu şartları sağlayan firmalardan tedarik edilmesi gerektiğidir. Mobil evlerin de hibe destek imkanından faydalanıyor olması ve inşaat ruhsatı gerektirmemesi kırsal turizm faaliyetleri için kaçırılmaz fırsatlar sunmaktadır.

            Yatak ve kahvaltı mantığıyla oluşturulacak bahsedilen tesislerin yanı sıra; restoran, lokanta, pastane, kahvaltı yerleri, yemek çadırı gibi yiyecek içecek işletmeleri için de proje hazırlayarak yatırım yapılabilme imkanına sahiptir. Kurulacak olan tesisin kurulu elektrik gücü kadar enerji üretmesi için yenilenebilir enerji yatırımları da proje kapsamında hibe ile desteklenmektedir. Proje bütçesi alt ve üst sınırları içerisinde yukarıda bahsi geçen tüm konularla ilgili hibe projesi hazırlanabilmektedir.

            Dağlık alanlarda ve orman köylerinde başlatılan projelere ve kadınların sorumluluğunda yürütülen projelere de öncelik tanınmaktadır. Destekten faydalanabilmek için, projelerin, yatırım sonunda “Kırsal Turizm” alt tedbiri ile öngörülen amaçlara uygun nitelikte olması şarttır. Başvuru şartı olarak işletme ulusal minimum standartlara uygun olmalıdır.

            Bu sektör spesifik olarak çiftlik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesinde yatırımların modernizasyonu, oluşturulması, genişletilmesi ve yeniden inşası aracılığıyla kırsal faaliyetlerin oluşturulmasını, çeşitlendirilmesini ve geliştirilmesini hedeflemektedir.

            Programın bütçesi en az 5.000 €, en fazla 500.000 €’dur. Proje hibe oranı ise % 60, genç çiftçiler (40 yaş altı)  veya organik tarım sertifikası sahipleri için %70 tir. Döngüsel ekonomi, yenilenebilir enerji ve atık yönetimi ile ilgili yapılacak kısımlara ek olarak % 10 daha fazla destek verilmektedir. Her şartta hibe oranı proje bütçesinin en fazla % 75 i kadardır. IPARD projelerine özel olarak Katma Değer Vergisi (KDV), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), Gümrük Vergisi ve İthalat vergisi muafiyeti tanınması yatırım maliyetini aşağıya çekmektedir.

            TKDK, projelerin bir an önce hayata geçmesi adına proje onaylandıktan sonra iş başlamadan teminat mektubu karşılığında hibe tutarının % 50 sini avans olarak girişimcilere ödemektedir.

            IPARD 3 döneminde başvuru sahibi mesleki yeterlilik kapsamında, proje alanında en az 1 yıllık mesleki deneyim, İlgili alanda diploma, MEB onaylı mesleki sertifika veya Mesleki Yeterlilik Belgelerinden birisine sahip olmalıdır.

            Yapım işi ve makine ekipman başvurularında; başvuru çağrı ilanı ile projenin onaylanması arasında geçen süre için ( en fazla 7 ay) , Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan Makine-Ekipman Endeksi ve İnşaat Maliyet Endeksine göre güncelleme yapılmaktadır. Enflasyona karşı girişimcileri korumak için uygulanan bu sistemle projelere sonradan fiyat farkı uygulanmaktadır.

            Sonuç olarak; Kırsal alanı sosyal, ekonomik ve kültürel olarak yaşanabilir hale getirmek, geleceğe güvenle bakan kırsalda yaşayan insanları mutlu, huzurlu ve sağlıklı birer vatandaş olduğunu görmek ve Kırsal alanda kişi başına düşen milli geliri ülke ortalamasına ulaştırmak, hatta ortalamanın üzerine çıkarmak, herkesin temel alt ve üstyapı hizmetlerinden yararlanmasını sağlamak, üretken ve aktif nüfus yapısı ile ekonomik kalıcılığın sağlandığı, pazar ile bütünleşmiş ve bulunduğu yerde refahı yakalamış bir kırsal alan oluşturmak temennisiyle saygılar sunarım.