Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu Son Zamanlarda Gündemde Olan Maymun Çiçeği Virüsü ile ilgili açıklama yaptı. Küresel salgınları önlemenin yolu “Tek Sağlık” yaklaşımıdır diyen Eroğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
“Maymun Çiçeği (Monkeypox) hayvanlardan insanlara geçen zoonotik viral bir hastalıktır. Maymun çiçeği virüsü yaban hayatında maymun ve sincap olmak üzere sadece iki hayvandan izole edilmiştir.
Bu hastalıkta belirli bir hayvan türünün rezervuar (taşıyıcı) olarak rolü halen belirlenebilmiş değildir. Sadece birkaç primat ve kemirgen türünün, maymun çiçeği virüsü ile enfeksiyona duyarlı olduğu bilinmektedir.
Hayvandan hayvana bulaşma; solunum damlacıkları, aerosol yol ile virüs parçacıkları içeren organik maddelerin solunması, cilt sıyrıkları, göz yolu veya enfekte hayvan dokusunun yutulması yoluyla meydana gelebilir.
Maymun çiçeğinin klinik semptomları insan olmayan primatlarda, genellikle 4 ila 6 hafta süresince tüm vücutta döküntü; yaralar veya diğer adıyla "poklar" olarak gözlenir. En yaygın olarak yüz, uzuvlar, avuç içi, tabanlar ve kuyruklarda bu semptomlar dikkat çeker.
Sincapgillerden olan çayır köpekleri de dahil olmak üzere tavşanlarda ve kemirgenlerde, ilk belirtiler arasında ateş, kızarık gözler, burun akıntısı, öksürük, şişmiş nodüller, depresyon ve iştahsızlık bulunur. Daha sonra, küçük şişlikler irin içeren bir döküntü ve düzensiz tüy dökülmesi gelişebilir. Bazı hayvanlarda akciğer ödemi veya ölüm meydana gelebilir.
2003 yılında ABD’de maymun çiçeği salgını sırasında sincapgillerden insana bulaşmada, hasta bir hayvana dokunma veya cildin bütünlüğünü bozan ısırık veya tırmalama, kafesi temizlemek veya hasta bir hayvanın yattığı yere dokunmak yer almıştır. Ancak, hava yoluyla bulaşma olasılığı göz ardı edilmemelidir.
Maymun çiçeği şüphesi olan hayvanları muayene ederken, veteriner hekimler; El hijyeni, kişisel koruyucu ekipmanlar, kontamine materyallerin dezenfektanlar ile uygun şekilde imha edilmesi, hayvanların bulunduğu çevrenin uygun dezenfektanlar ile temizlenmesi, mümkünse tek kullanımlık kıyafet kullanılması veya kullanılan kıyafetlerin uygun dezenfektanlar ile temizlenmesi gibi temel biyogüvenlik kurallarını her zaman olduğu gibi uygulamalıdır.
Bugüne kadar köpeklerde veya kedilerde hiçbir vaka bildirilmemiştir; bununla birlikte, duyarlı konakçı aralığı hala bilinmediği için şüpheli hayvanlara dikkatli yaklaşılmalıdır.
Yaban hayvanlarının (özellikle kemiriciler, sincapgiller) evcil hayvan olarak beslenmesi veya dokunulması hastalık bulaşmasında risk oluşturduğu için bu hayvanların yaşam ortamlarından alınmaması ve temas edilmemesi gerekmektedir.
Yaban hayatı araştırıcıları, yaban hayatı ile ilgilenen veteriner hekimler ve şüpheli hayvanlara temas eden kişiler risk altındadır.
Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda görülen çiçek hastalığı ile maymun çiçek hastalığı birbirinden farklıdır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda görülen çiçek hastalığı insanlara bulaşmamakta ve sadece bu hayvanlarda hastalık oluşturmaktadır. Bu hayvanlar için geliştirilen ve ülkemizde üretilen aşı ile mücadele edilmektedir.
Maymun çiçeğinin insandan insana bulaşması, yüz yüze ciltteki lezyonlarla yakın temas, solunum damlacıkları dâhil vücut sıvıları, yatak örtüleri gibi kontamine malzemeler ile olmaktadır.
Dünyada insanlardan eradike edilen smallpox (çiçek) hastalığına karşı aşılama yaklaşık 40 yıl önce durdurulmuştur. Bu aşının maymun çiçeğine karşı koruyuculuğu yaklaşık %85 olarak bulunmuştur. Günümüzde ABD’de maymun çiçeğine karşı ruhsatlı aşı bulunmaktadır.
Yaban hayvanlarının yaşam alanlarına girilmesi, onların yaşam alanlarının bozulması, avlanması gibi insan ve yaban hayvanlarının temasları arttıkça yaban hayvanlarında bulunan birçok bilinmeyen ve yeni hastalık insanlara bulaşmaktadır.
Maymun Çiçeği Hastalığı ile bir kez daha zoonotik hastalıkların toplum sağlığını tehdit ettiği ve küresel tehlike oluşturduğu gerçeği ile karşı karşıyayız.
İnsanlarda görülen hastalıkların %61’i, yeni tanımlanan hastalıkların %75’i zoonotik hastalıktır. Her yıl tanımlanan beş hastalığın üçü hayvan kökenlidir.
Zoonotik Hastalıklarla mücadelede en etkili yol “Tek Sağlık” yaklaşımıdır. Sağlıklı Hayvan, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı Çevre ve Sağlıklı Toplum olgusu Tek Sağlık yaklaşımı ile mümkün olacaktır.
Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ortak yayınladıkları deklarasyonla hükümetlere “Tek Sağlık” yaklaşımını benimsemeye ve uygulama çağırısında bulunmuştur.
Deli Dana hastalığı, Sars, Mers, Zika, Ebola, Hantavirüs enfeksiyonu, Batı Nil Virüsü, Kuş Gribi, Domuz Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Covid-19, Maymun Çiçeği ile kuduz, tüberküloz, şarbon, tularemi, bruselloz, salmonelloz, kist hidatik, toksoplasmoz gibi hastalıklara karşı 21. yüzyıla yaraşır çözümler uygulamaya konulmalı. Veteriner Halk Sağlığı Pratiği yaşama geçirilmelidir.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak her zaman ifade ettiğimiz gibi, yeni enfeksiyonların sağlığımızı tehdit etmeden, sürdürülebilir sağlıklı bir yaşam için, yasal ve yapısal düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır. Yarınlarda dünyanın nelerle karşılaşabileceğinin tespit ve tahminleri yapılırken ihtiyaç duyulan yapılanma (Tek Sağlığın işlevsel Yapıları) bir an önce gerçekleştirilmelidir.
Avrupa, Amerika, Çin ve daha birçok ülkede olan, daha hıziı, daha etkin ve multidisipliner anlayışla sektörler arasında yoğun işbirliği yapılmasını sağlayan Hastalık Kontrol ve Önleme merkezi (CDC) benzeri bir yapılanmaya ülkemizin ihtiyacı var.
Bu amaçla doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi (HAKİM) kurulmalıdır.”