Eğer bu üç şeyin hepsini yerine getirmek mümkün değilse icabında halkın yiyeceğinden ve ordudan fedakârlık edilebilir ama halkın güveninden asla; çünkü güveni kaybetmek, bir devlet için ölüm demektir.
Varlığı devleti yücelten, yokluğu ise devleti yıkan kavramdır: Liyakat.
Bu arada yukarıda yazılı olan tespit Konfüçyüs’e ait. Konfüçyüs’ün “güven” olarak tanımladığı olgu, devlet tarafından, bir işin layığıyla yerine getirene verildiğine dair oluşan toplumsal algı olarak değerlendirilmektedir.
2023 yılı Ülkemiz ve sektörümüz için oldukça zor bir yıldı.
6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri Unutulmayacak
6 Şubat 2023 tarihinde iki büyük deprem yaşadık. Depremler sonucunda resmî rakamlara göre en az 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti ve toplam 122 binden fazla kişi ise yaralandı. 35 binden fazla bina yıkıldı ve 300 bine yakın bina ağır hasar aldı. Afet sonrası 2 milyondan fazla kişi barınma sorunu yaşarken en az 5 milyon kişi farklı bölgelere göç etti. 2023 Meclis Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporuna göre depremin toplam maliyeti 148.8 milyar $ oldu. 1999 Marmara Depremi’nin yol açtığı maddi kaybın yaklaşık 6 katından fazla oldu.
Kırmızı Et ve Süt Piyasasında Yaşanan Depremler
2023 yılında hayvancılık sektörü de kendi içerisinde depremler yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.
İklim Krizi
Ekstrem meteorolojik olaylar tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de artıyor. Bu durumu özellikle bu yılın yaz ayları ve sonbaharında ülkemizi vuran kuraklık olarak yaşadık. Su olmazsa tarım olmaz. Tüm insan faaliyetlerinde olduğu gibi, mahsullerin ve hayvanların doğada dolaşan suya hayati bir şekilde ihtiyacı vardır. Bu kaynağın uzun süreli eksikliği tarım ve hayvancılık faaliyetlerini etkilemektedir.
İklim Krizinden Kaçarak Kurtulmak Mümkün mü?
Atalarımız kuraklık nedeniyle hayvanları ile birlikte Orta Asya’dan Anadolu’ya göç etti. O dönem ki şartlarda vizyon göç idi. Bugün vizyonumuz ne olmalı? Göç mü olmalı? Vizyon göç ise hayvanlarımızla beraber nereye göç etmeliyiz?
Vizyonumuz bu yüzyılda göç olamaz.
Vizyonumuzu, iklim krizi şartlarında sürdürülebilir hayvansal üretimi devam ettirmek şeklinde güncellemeliyiz.
Salgın Hayvan Hastalıkları Ekonomiye Zarar Vermeye Devam Ediyor
2023 yılı mart ayı başlarında ülkemizde büyükbaş hayvanlarda tespit edilen şap hastalığı nedeni ile ülke genelinde il içi ve il dışı hayvan hareketleri durduruldu. Son yıllarda yaşanan en kötü salgınlardan birini yaşadık. Salgına sebep olan virusa karşı etkili aşı üretimi ve üretilen aşının hayvanlara uygulanmasında sıkıntılar yaşandı. Son şap hastalığı nedeniyle özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde oldukça yüksek sayıda büyükbaş hayvan kaybı görüldü. Salgın hayvan hastalıkları hayvancılığa ve ekonomiye zarar vermeye devam ediyor.
İthal Hayvanları İthal Yem Hammaddeleri İle Besleyerek Yerli Üretim
2023 yılında uygulanan ithalat politikası yetiştiricide hayal kırıklığına neden olmuştur. Hayvansal ürünlerde ihracat yasakları devam ederken, canlı hayvan ithalatı son hız devam etmektedir. Ulusal Et Konseyi tarafından yapılan maliyet çalışmalarında sadece ithal hayvan besleyenlerin kar ettiğini görüyoruz. Ülke genelinde yüzbinlerce yetiştirici zarar yazarken bir avuç ithal hayvan besicisi kar etmektedir.
Besilik sığır ithalatı rekora giderken, aynı şekilde ülke içerisinde damızlık vasıflı düveler kesime gönderilmekte ve bunların yerine rekor sayıda damızlık düve ithalatı yapılmaktadır. Mevcut politikalarla düve kesimi ve damızlık sığır ithalatı teşvik edilmektedir. Bu sürdürülebilir bir üretim şekli değildir.
Ölçemediğiniz hiçbir şeyi kontrol edemez, kontrol edemediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz.
Hayvansal üretim istatistikleri, hayvancılık politikalarının tasarım ve uygulanmasının olmazsa olmazıdır. Gerek kamu yönetim otoritesi gerekse özel sektörün rasyonel planlamalar yapabilmesi için doğru ve nitelikli verilere ihtiyaçları bulunmaktadır.
Hayvan varlığı hızla azalmaya devam etmekte. Bir ilimizin damızlık birliği başkanı ildeki reel büyükbaş hayvan varlığının, resmi rakamların %40 altında olduğunu ifade etmektedir. Hakeza kuzu karkas fiyatları incelendiğinde, küçükbaş hayvan sayısının da hızla azaldığı anlaşılmaktadır. Hayvan varlığında yaşanan düşüşün resmi rakamların çok üzerinde olduğunu tahmin etmek zor değil. Bu yüzyılda on binlerce personel ile güncel hayvancılık istatistiğine sahip olunamaması eğer kasıt yok ise oldukça düşündürücü.
Planlı Üretim Yönetmeliğinde Tercih ve Teşvik Yok
5 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olan, Tarım Kanunu'nda yapılan değişiklikler ile planlı üretim ve sözleşmeli üretim konularında yasal düzenlemeler yapıldı. Aynı konularda yönetmelikler çıkarıldı. Söz konusu yönetmeliklerin hayvancılık kısmında “tercih ve teşvik” unutulmuş ve sadece ceza unsuru yer almıştır.
Serbest piyasa ekonomilerinde neyin, ne kadar ve nasıl üretileceğine kendi çıkarlarının maksimizasyonunu amaçlayan üreticiler tarafından karar verilir.
Devlet gerekli hallerde, kim üretecek sorusunu “teşvik ve tercih” sistemleri ile cevaplandırabilir. Cezaya dayalı merkezi planlamalar ve sözleşmeler, günümüzde sadece kumanda ekonomilerinde yani, Çin ve Kuzey Kore gibi sosyalist ekonomilerde mevcuttur.
Desteklemelerde Ne Vereyim Abime Modeli
2023 yılı hayvancılık desteklemelerinin de “planlı üretim plansız destekleme” ilkesine göre hazırlandığını görüyoruz. Hayvansal ürünlerde arz güvenliğini sağlama iddiası ile verilen bu desteklerin hiçbir amaca hizmet etmediği aşikar. Bu ezberlenmiş ne vereyim abime modeli ile ne et üretiminde ne de süt üretiminde yeterli arz sağlanması mümkün gözükmüyor.
2023 Aralık ayında, Hayvancılık bürokrasisinden umudunu kesen Rekabet Kurulu yapısal sorunlara yönelik tespit ve çözüm çalışması başlattı.
Kırmızı Et ve Süt Ürünleri Lüks Ürün Olmamalı
Yaşanan depremde çok büyük can kaybı olması, çok sayıda binanın yıkılması ve ağır hasar almasının temelinde yatan sebep liyakatsizliktir.
Kırmızı et sektöründe yaşanan sorunların temelinde de aynı sebep vardır.
İnsanımızın sağlıklı bir yaşam sürmesi için hayati öneme sahip besin maddeleri olan, kırmızı et ve süt ürünlerinde bulunabilirlik, erişilebilirlik ve istikrar risk altındadır.
Sebep bellidir, sonuç ise ortada ve yaşanmaktadır.
Sorunlar bilinmektedir. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklenemez.
Her daim rasyonel çözümler vardır.
Devletimize güveniyoruz.