Bir iktidarın milleti ile kucaklaşması için bazı ön şartların yerine getirilmesi elzemdir. İktidarlar göreve geldiğinde şu esasları asla elden bırakmamalıdırlar. İktidarın en önemli ve üzerinde duracağı konu Adalet olmalıdır...

Mehmet Çatakçı fotoğrafMehmet Çatakçı

Adalet olmayan bir ülke kalkınamaz, refah ve huzuru bulamaz.

Diğer hususlarda şunlardır.

1-Din: Laik ülkelerde dinimizi hayatımızda korumak ve onu imkan dahilinde yaşamak için buna izin ve imkan veren, hatta yardımcı olan yönetimler lazım.

2-Hürriyet: İnancı, dünya görüşü ve hayat tarzı bizden farklı olanlara tanındığı kadar bize de (İslam’ı bütünüyle fert ve toplum olarak hayatına uygulamak isteyenlere) hürriyet tanınmazsa birinci maddeyi gerçekleştirmemiz ya mümkün olmaz veya zorlaşır.

3-Bağımsızlık: Dünyayı yöneten iri devletler (veya az sayıda büyük sermaye toplulukları) kendilerinden başka hiçbir devlet için tam bağımsızlık istemezler; bağımsız olmaya yönelen yönetimleri bir şekilde iktidardan düşürür, hür görüntülü kölelerini iktidara getirirler.

4-Vatan: İnsanların inanç ve değerleri ile hür ve mutlu yaşayacakları, üzerinde maddi ve manevi üretimde bulunacakları bir toprak parçasına ihtiyaçları vardır; onu korumak başta Müslümanlar olmak üzere bütün vatandaşların önde gelen vazifesidir.

5-Güç: Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “Allah’ın ve Müslümanların düşmanlarını korkutup caydıracak nitelik ve nicelikte –askeri, ekonomik, nitelikli insan, bilim ve teknolojik… gücü” edinmek Müslümanlara farzdır.

6-Birlik: Zaruret, Müslüman halkların farklı ulus devlet ve vatanlarda yaşamaları sonucunu doğurmuştur; bu ulus vatanlarında birliğe ihtiyacımız bulunduğu gibi ümmet vatanında/coğrafyasında da birliğe ihtiyacımız vardır ki, “güç” kemalini bulsun.

Bu taleplere elbette kimsenin bir itirazı olamaz, ancak bütün bunların hayata geçirilebilmesi için insan hakları temelinde ‘hukukun üstünlüğü’ ne dayalı, denge/denetlemenin sağlıklı işlediği demokratik bir hukuk devletine ihtiyaç vardır. Ve bunlar ancak anayasal bir demokrasiyle sağlanabilir.

Maalesef dindar-muhafazakar iddialar taşıyan  yönetimler,Türkiye’yi hukukun olmadığı, insanların güvenlik endişesi taşıdığı, özgürlüklerin baskılandığı, ekonominin dibe vurduğu bir ülke haline getirmiş bulunuyorlar.

Her ne kadar dini müktesebatları sağlam olduğunu sandığımız hocalar, bir iktidarı iş başında tutabilmek için yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük, hukuksuzluk ve akraba kayırmacılığı gibi İslam’ın şiddetle kınadığı fiilleri görmezden gelerek topluma Kur’an-i olmayan bir din satmaya çalışsalar da biz ahlaki olanı savunmaya devam edeceğiz.

Kuran asla bir siyasi parti tüzüğü değildir. Hiç bir kimse Kuranı böyle yorumlamamalıdır. Yorumlamaya kalkan kim olursa olsun bu imam dahil, hocalar dahil, maazallah dinden çıkarlar.

Zaten milletimiz bu softalara kulak asmıyor.