Müsavat Dervişoğlu: “Millet Aç, Tarım Yıkıntı Halinde” Müsavat Dervişoğlu: “Millet Aç, Tarım Yıkıntı Halinde”

TARPOL Başkanı M. Mehdi Eker açılışta yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

“Biz hem bir yandan ayrıntılı raporlar hazırlayalım, hem de ilgili bilim insanlarımızın veya kamu öğreticilerimizin tarihten bugüne şehirlerde gıda güvenliği nasıl sağlanmış, nasıl olmuş, şehrin içinde mi yönetilmiş, uzaklardan mı taşınmış, ne kadar oradan, ne kadar içeriden. Bunlara ait bu küresel ısınmanın olumsuz etkilerini dikkate aldığımızda biz bu sorulara asıl cevaplar arıyoruz, asıl cevaplar buluyoruz. Bugünkü panelimizin, yani Kültür Merkezindeki Ulucanlar Yarı Açık Cezaevi Kültür Merkezindeki bu hatıralarla dolu salonda bugün biz bu konuyu tartışacağız. Size de şeref verdiniz. Hem varlığınızla, mevcudiyetinizle bize şeref verdiniz. Hem inanıyorum ki, dile getireceğiniz fikirler ve görüşlerle bize, sektörümüze, ülkemize, milletimize katkı sunacaksınız. TARPOL bu bir ticari kuruluş değil, kar amaçlı bir kuruluş iş değil. Tarımsal strateji ve politika geliştirme merkezi sektörün içinde büyümüş, yani yaşayarak büyümüştür.”

Panel, gıda güvenliği, iklim değişikliği, yeni nesil şehircilik, yerel yönetim deneyimleri ve kent tarımı ekseninde önemli başlıkları tartışmaya açtı. Açılış konuşmalarının ardından iki oturumda gerçekleşen programda, akademisyenler, belediye yöneticileri, özel sektör temsilcileri ve iklim uzmanları görüşlerini paylaştı. İlk oturumda “Şehir Hayatı ve Gıda Güvenliği”, ikinci oturumda ise “Şehir ve Tarım” başlıkları altında güncel sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.

Prof. Dr. Vahit Kirişci: “TARPOL gibi yapılar bir zorunluluktur”

Panelde konuşan TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, düşünce kuruluşlarının ülke gelişiminde oynadığı kritik role dikkat çekti. Kirişci, 2008 yılında Amerika’da bir üniversite tarafından yayımlanan bir indekse atıf yaparak, o dönemde dünyada toplam 4.650 düşünce kuruluşu bulunduğunu, bunlardan 1.777’sinin ABD’de yer aldığını belirtti. Aynı yıl Çin’in yalnızca 74 düşünce kuruluşuna sahip olduğunu ifade eden Kirişci, aradaki farkın dikkat çekici olduğunu vurguladı.

2020 yılına gelindiğinde ise ABD’deki düşünce kuruluşu sayısının 2.203’e çıktığını, Çin’in ise 1.435’e yükseldiğini belirten Kirişci, Türkiye’deki sayının da 21’den 53’e ulaştığını kaydetti. Bu rakamlar üzerinden bir değerlendirme yapan Kirişci, ülkelerin sektörlerini geliştirme süreçlerinde düşünce kuruluşlarının önemli bir rol üstlendiğini söyledi. “Hiçbir gelişme rastlantısal değildir. Tesadüfi ya da tevafuken ortaya çıkmıyor. Arkasında mutlaka bir akıl ve emek vardır,” ifadelerini kullandı.

Bu doğrultuda TARPOL’un kuruluşunun son derece anlamlı olduğunu vurgulayan Kirişci, tarım ve şehir ilişkisi üzerine düşünce üreten bu yapının Türkiye için bir ilk olduğunun altını çizdi.

“Afet yönetiminde iyiyiz, risk yönetiminde eksiklerimiz var”

Konuşmasında afet yönetimi ve risk yönetimi konularına da değinen Kirişci, Türkiye’nin afetlere müdahalede tecrübeli olduğunu ancak riskleri önceden yönetme konusunda eksikler bulunduğunu söyledi. 1999 Marmara Depremi’ne kadar yaşanan depremlerin yeterince ciddiye alınmadığını belirten Kirişci, “Ne zaman ki büyük bir nüfus ve büyük bir coğrafya etkilendi, ondan sonra bazı adımlar atıldı,” dedi.

6 Şubat depremlerini hatırlatan Kirişci, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 120.000 km²’lik bir alanda 14 milyon vatandaşın doğrudan, 85 milyon vatandaşın ise dolaylı olarak etkilendiğini söyledi. Bu felaketlere rağmen, tarım arazileri ve mera alanlarının işgali ile orman alanlarının yağmalanmasının devam ettiğini belirterek, toplumun bu konuda daha fazla bilinçlenmesi gerektiğini vurguladı.

“TARSİM tarımda sigorta bilincini zorunlu kılmalıdır”

Son yıllarda yaşanan zirai don olaylarına da değinen Kirişci, 2014 yılından sonra kayıtlara geçen en büyük don zararının bu yıl yaşandığını ifade etti. Bu durumun TARSİM sigortasının önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Kirişci, “Nasıl deprem sigortası zorunluysa, tarım sigortaları da üretici için zorunlu olmalı,” dedi.

Kirişci ayrıca, 2002 sonrasında tarım mevzuatına kazandırılan kanunların önemine dikkat çekti. Türkiye’nin 2006 yılına kadar bir Tarım Kanunu’na sahip olmadığını hatırlatan Kirişci, 2005 yılında çıkarılan Tarım Sigortaları Kanunu (TARSİM), üretici birlikleri, ıslahçı hakları ve lisanslı depoculuk gibi pek çok yasal düzenlemenin bu dönemde hayata geçirildiğini ifade etti. Son olarak, 5 Nisan 2023’te kabul edilen Tarım ve Orman Kanunu’nun da sektöre önemli katkılar sağlayacağını belirtti.

Türkiye Yüzyılında Şehir ve Tarım Paneli, tarım ve şehircilik ilişkilerinin yeniden düşünülmesi, sürdürülebilir kent tarımı çözümlerinin geliştirilmesi açısından sektör paydaşlarına önemli bir vizyon sundu.