Bayraktar, ülke genelinde etkili olan zirai donun boyutlarına dikkat çekerek, “65 ilimiz bu felaketten etkilendi. Bazı ürünlerde yüzde 100, bazılarında yüzde 90, 70 ve 60 oranında zarar meydana geldi. Meyve ve sebzelerin yanı sıra hububat ve pancarda da büyük kayıplar yaşandı. Sonbaharı kış gibi, kışı ise sonbahar gibi yaşadık. İlkbaharda ise kar gördük. Bu mevsim kaymaları tarımsal üretimi ciddi şekilde etkiliyor ve gelecekte de bu tür değişikliklerle karşılaşacağız. Mutlaka tedbir almalıyız” dedi.
TÜRKİYE SU FAKİRİ OLMAYA DOĞRU GİDİYOR
Türkiye’nin su kaynaklarının alarm verdiğine işaret eden Bayraktar, “2030 yılından sonra kişi başına düşen su miktarımız bin metreküpün altına düşecek. Su verimliliğini artırmak, kayıpları önlemek ve sulamaya açılmamış 2 milyon hektar araziyi değerlendirmek zorundayız. Havza bazlı destekleme modeli üretimde sürdürülebilirlik için en doğru yol” ifadelerini kullandı.
TARIMDA GENÇ İŞGÜCÜ KRİZİ VE MÜLTECİLERİN ROLÜ
Tarım sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan birinin genç iş gücünün sektörden uzaklaşması olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Tarımda yaş ortalaması 59’a çıktı. Gençleri tarımda tutamıyoruz. Bugün mülteciler olmasa tarımda işçi bulmakta büyük zorluk çekeriz” dedi.
Bayraktar ayrıca, tarım sigortalarında (TARSİM) yaşanan sıkıntılara da değinerek, “Çiftçilerimizden gelen şikayetler mutlaka giderilmeli. TARSİM’i geliştirerek çiftçimizi daha etkin şekilde korumalıyız. Desteklerin hızlı ve etkin biçimde çiftçiye ulaşması gerekiyor” diye konuştu.
Yalvaç Ziraat Odası’ndaki programının ardından Yalvaç merkez Akköprü mevkiinde armut bahçelerini ve Taşevi köyünde kayısı bahçelerini ziyaret eden Bayraktar, çiftçilerin yaşadığı zararları yerinde inceledi. Üreticilerin sorunlarını dinleyen Bayraktar, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için çözüm önerilerini paylaştı.