Girdi Maliyetleri ve Yetersiz Kar Payı
Üreticilerin en büyük sorunlarından biri, artan girdi maliyetleridir. Yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin fiyatları hızla artarken, çiğ süt fiyatlarının bu maliyet artışına paralel olarak güncellenmemesi, üreticilerin ciddi bir finansal baskı altında kalmasına neden olmaktadır. Girdi maliyetlerinin yüksekliği, üreticinin kâr marjını neredeyse sıfırlamaktadır. Bu koşullar altında üreticiler, süt üretiminden elde ettikleri gelirle sadece maliyetlerini karşılamaya çalışmakta, hatta çoğu zaman bu maliyetlerin altında ezilmektedir.
Süt Anneleri Kesime Gidiyor
Çiğ süt fiyatlarının yetersizliği, süt annelerinin kesime gitmesine yol açmaktadır. Bu durum, sadece süt üretimini değil, aynı zamanda hayvancılık sektörünün tamamını tehdit etmektedir. Süt annelerinin kesime gitmesi, gelecekteki süt üretimini ciddi şekilde azaltacak ve bu da süt ürünleri arzında ciddi bir daralmaya neden olacaktır. Bu olumsuz döngü, et ve süt ürünlerinin fiyatlarının daha da artmasına yol açarak tüketiciye de olumsuz yansımaktadır.
Sanayicinin Düşük Alım Fiyatları
Türkiye genelinde, belirlenen tavsiye fiyatı olan 14 lira 65 kuruşun uygulanmadığı, sanayicilerin sütü 1 lira veya 1 buçuk lira daha düşük fiyatlardan aldığı görülmektedir. Bu durum, üreticinin zaten yetersiz olan gelirini daha da düşürmekte ve sürdürülebilir üretimi imkansız hale getirmektedir. Üreticiler, bu düşük alım fiyatları karşısında hayatta kalma mücadelesi vermektedir.
Küçük Ölçekli Yetiştiricilerin Durumu
Küçük ölçekli yetiştiriciler, bu zorlu ekonomik koşullar altında en çok etkilenen kesimdir. Artan maliyetler ve yetersiz süt fiyatları, küçük ölçekli yetiştiricilerin bitme noktasına gelmesine neden olmuştur. Bu durum, kırsal ekonomiyi de olumsuz etkilemekte ve küçük aile işletmelerinin yok olmasına yol açmaktadır. Küçük ölçekli yetiştiricilerin desteklenmemesi, kırsal kalkınma hedeflerine ulaşmayı da zorlaştırmaktadır.
Prim Desteği ve Enflasyon
Süt üreticilerine verilen 50 kuruşluk prim desteği, günümüz şartlarında neredeyse hiçbir şey ifade etmemektedir. Artan maliyetler karşısında bu destek, üreticilerin yükünü hafifletmekten uzaktır. Çiğ süte ödenen prim desteği, enflasyon rakamları üzerinden güncellenmeli ve üreticilerin maliyetlerini karşılayacak seviyeye getirilmelidir. Aksi takdirde, süt üretimi ve hayvancılık sektörü ciddi bir krize sürüklenecektir.
Çözüm Yolları Nelerdir?
Çiğ süt fiyatları, üreticilerin maliyetlerini karşılayacak ve sürdürülebilir bir kâr marjı sağlayacak şekilde acilen güncellenmelidir. Bu güncelleme, enflasyon oranları dikkate alınarak yapılmalı ve düzenli olarak gözden geçirilmelidir.
Yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli ve üreticilere bu alanda destek sağlanmalıdır. Özellikle küçük ölçekli yetiştiriciler için özel destek paketleri oluşturulmalıdır.
Süt üreticilerine verilen prim desteği, enflasyon oranları dikkate alınarak artırılmalı ve üreticilerin maliyetlerini karşılayacak seviyeye getirilmelidir. Bu destek, üreticilerin finansal baskı altında kalmadan üretim yapmalarını sağlayacaktır.
Sanayicilerin sütü düşük fiyatlardan almasının önüne geçilmelidir. Belirlenen tavsiye fiyatlarına uyulması, sıkı denetimlerle sağlanmalıdır.
Küçük ölçekli yetiştiricilerin sürdürülebilir üretim yapabilmesi için özel destek programları oluşturulmalı ve bu işletmelerin ayakta kalması sağlanmalıdır.
Çiğ süt fiyatlarının güncellenmemesi, sadece süt üreticilerini değil, aynı zamanda ülke hayvancılığını ve genel ekonomik dengeyi olumsuz etkilemektedir. Üreticilerin maliyetlerini karşılayacak ve sürdürülebilir bir kâr marjı sağlayacak bir fiyat düzenlemesi yapılmadığı takdirde, süt annelerinin kesime gitmesi ve süt üretiminin azalması kaçınılmaz olacaktır. Bu durum, tüketiciye de yüksek fiyatlar ve arz sıkıntısı olarak yansıyacaktır. Üreticilerin talepleri doğrultusunda yapılacak düzenlemeler, hayvancılık sektörünün sürdürülebilirliğini sağlayacak ve kırsal kalkınmayı destekleyecektir.