Bayraktar, açıklamasında, "Dünya gıda günü dünya çapında açlıkla mücadele konusunda farkındalık yaratmak, herkes için gıda güvenliğini ve sağlıklı beslenmeyi teşvik etmeyi amaçlıyor. Dünya Gıda Günü bu yıl 'Su Hayattır, Su Gıda Demektir' teması ile kutlanıyor. Tüm canlılar için yaşam kaynağı olan su, gıdanın da olmazsa olmaz hammaddesidir. Susuz bir gıda üretimi düşünülemez. İnsan gıdasını ve hayvan besinini sağlayacak bitkisel üretim için su elzemdir." dedi.
Açlık, gıda kayıpları ve israfı
Bayraktar, FAO verilerine göre 2022 yılında 783 milyon insanın yetersiz beslendiği ve açlık yaşadığını belirterek, "Açlık çeken, yetersiz beslenen insan sayısı ne yazık ki azalmıyor. Açlıkla savaşımız devam ederken, bir tarafta da küreselleşme, kentleşme, kentlerdeki tempolu yaşam tarzı sağlıksız beslenmeye neden oluyor, aşırı ve dengesiz gıda tüketimiyle birlikte de obezite oranı da artıyor. Açlığı yok edemediğimiz gerçeğinin yanı sıra bir tarafta da gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız. Dünya çapında tüketicilere sunulan tüm gıdanın yüzde 17'si yaklaşık 1 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Çöpe atılan gıda aynı zamanda su kaynaklarının da kaybıdır." diye konuştu.
Salgın, kriz ve savaşlar gıda güvenliğini tehdit etti
Son yıllarda salgın, iklim değişikliği, ekonomik kriz ve savaşların gıda üzerinde daha çok etki yarattığını belirten Bayraktar, "Dünya gıdada farkındalığı salgın, kriz ve savaşların içinde bizzat yaşayarak öğrendi. Parası olduğu halde gıdaya ulaşamayanlar olduğu gibi, pahalıktan gıdaya ulaşamayanlar da oldu. Tarımını iyi yöneten ülkeler bu süreçten en az zararla çıktı.
Dünyada açlığı bitirme planları süreci uzadı. Çünkü gıda milliyetçiliği ortaya çıktı. Ülkeler gıda stoklamaya başladı. Bu nedenle gıda fiyatlarının daha fazla artması riski gündemden düşmüyor. Önümüzdeki süreç tarım sektörü ve gıda fiyatları açısından önemini koruyacaktır. Gerekli tedbirleri acilen alarak, bu riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız. Bunu başaramazsak, üreticimiz de tüketicimiz de bu zor günleri aşamayacaktır." ifadelerini kullandı.
Su kaynakları baskı altında
Hızlı nüfus artışı, kentleşme, ekonomik kalkınma ve iklim değişikliğinin su kaynaklarını baskı altına aldığını belirten Bayraktar, "İnsanların beslenebilmesi için yeterli ve güvenilir gıda üretiminin yanı sıra sulama suyuna ve temiz suya olan ihtiyaçta artıyor.
Güvenli içme suyu ve insan sağlığını garanti altına alacak hijyen ve gıda güvenliği standartlarının sağlanması için kirlenmemiş tatlı su kaynaklarına ihtiyaç vardır. Tarımsal ve evsel su talebinin artmasının yanında gelişen sanayi sektöründe de su talebinin artması su kullanımında sektörler arasında rekabete yol açıyor. Günümüzde 2,4 milyar insan su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşıyor. Ayrıca küresel nüfusun yaklaşık yüzde 10'u da yüksek ve kritik su sıkıntısı çeken ülkelerde bulunuyor. Ülkemizde kişi başına düşen yıllık su miktarı 2000 yılında 1652 metreküp iken, 2022 yılında ise 1322 metreküpe düştü. Mevcut durumda ülkemiz yıllık kişi başına düşen 1322 metreküp ile su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alıyor ve hızla su fakiri ülke konumuna ilerlediğimiz görünüyor." dedi.
Gıda üretimi için su verimliliği artırılmalıdır
Dünyada 171 milyon hektar sulanan tarım arazisi bulunduğunu ve tatlı suyun yüzde 71,64'ünün tarım, yüzde 15,08'inin sanayi ve yüzde 13,28'inin içme suyu olarak kullanıldığını belirten Bayraktar, "Ülkemizde ise 112 milyar metreküp olan su potansiyelimizin 57 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Bu miktarın yüzde 77'si yani 44 milyar metreküpü tarımsal sulamada