Genel Başkan Çelik, Dünyada ormanların toplam kara alanının yaklaşık yüzde 31'ini kapladığını, orman alanları bakımından en zengin ülkenin Rusya Federasyonu olduğunu belirterek “ Ülkemiz orman alanı büyüklüğü bakımından Dünya ülkeleri arasında 27. sırada yer almaktadır. Ülkemizin orman varlığı yaklaşık 23 milyon hektar olup toplam yüzölçümümüz içerisindeki payı yüzde 29 civarındadır. Orman alanlarımızı bölgeler itibarıyla değerlendirecek olursak ilk sırada yaklaşık yüzde 24 ile Karadeniz Bölgesi ilk sırada yer almakta bunu yüzde 20 ile Akdeniz Bölgesi ve yüzde 16 ile Ege Bölgesi izlemekte, bu bölgeleri sırasıyla İç Anadolu, Marmara, Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri takip etmektedir.” dedi.
Ormanlar ülkemizin akciğeridir, milli servetimizdir. Ormanlarımızı korumalıyız.
Çelik, son yıllarda yaşanılmakta olan küresel ısınma ve iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklık, su kaynaklarının giderek azalması gibi insan hayatı açısından son derece önem taşıyan sorunların ortaya çıkması nedeniyle ormanlara daha fazla önem verilmesi ve korunması gerektiğini vurgulayarak “ Ormanlar flora ve faunayı barındıran, odun dışında birçok ürünün de insanların istifadesine sunulduğu, yaban hayatı barındıran ekosistemlerdir. Karbon salınımını azaltmada da çok büyük etkileri olan ormanlar ülkelerin akciğerleridir. Ormanlarımız milli servetimizdir. Dolayısıyla ormanlarımızın toplumdaki tüm bireyler tarafından korunmasının duyarlı hale getirilmesi için ormana verilecek önemin, bilincin ve orman sevgisinin artırılmasını sağlayacak çalışmaların yapılması günümüzde her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır” dedi.
7.5 milyon orman köylüsü ormanların teminatıdır.
Ormanlarımızın sürdürülebilirliğinde orman köylülerinin önemli rolü olduğuna işaret eden Çelik, “Orman kaynaklarının sürdürülebilirliği için ormanların ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarının entegre bir yaklaşımla, çok amaçlı faydalanma, koruma ve geliştirilmesine çalışılmalı, ormanların planlanması, uygulamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesi yapılmalıdır. Böylece doğal zenginliklerimizin korunması ve gelecek nesillere aktarılması mümkün olabilecektir. Sürdürülebilirlikte orman köylerinde yaşayan yaklaşık 7,5 milyon orman köylüsünün de rolünü göz ardı etmememiz lazım. Orman köylüleri ormanlarımızın teminatıdır. Dolayısıyla orman köylülerinin hayat şartları iyileştirilmeli, kalkınmaları için alternatif çözümler sunulmalı, orman köylümüzün geçim kaynaklarını çeşitlendirerek, doğduğu yerde doymasını sağlamak için yöreye uygun kırsal kalkınma projeleriyle desteklenmeli, hibeler verilmelidir.” dedi.
Koyun ve keçilerimiz yangınlara karşı ormanlarımızın gönüllü itfaiye erleridir
Çelik, her yıl orman alanlarımızın başta yangınlar olmak üzere çeşitli nedenlerle yok olduğunu belirterek “Orman yangınlarını önlemek için özellikle yaz mevsiminde kolay tutuşabilecek otları temizlemek son derece önemlidir. Dolayısıyla orman içlerinde otların kurumadan koyun keçi otlatılmasına açılması olası orman yangınların çıkmasına karşı en etkin çözümlerinden birisidir. Ayrıca koyun ve keçi çobanları ile çoban köpeklerinin varlığı kundakçılar için de caydırıcılık teşkil edebilmektedir. Ormanların yoğun olduğu bölgelerin koyun ve keçi yetiştiriciliğinin en yaygın olduğu bölgeler olduğu göz önüne alındığında, planlı ve kontrollü otlatmanın orman yangınlarını önlemede en önemli faktör olduğunu artık herkes kabul etmelidir. Koyun ve keçilerimiz yangınlara karşı ormanlarımızın gönüllü itfaiye erleridir. Dolayısıyla yangın çıkmadan önce alınacak tedbirler kapsamında koyun, keçi ve çobanın ormanlarımız için ne kadar önemli bir işleve sahip oldukları asla unutulmamalıdır. “ dedi.