CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, hayvansal üretimde yaşanan sorunlara dair önemli açıklamalarda bulundu. İktidarın ithalat politikalarının üreticiyi iflasa sürüklediğini ve Türkiye’yi et ve süt krizine mahkûm ettiğini belirten Sarıbal, “Hayvancılığın sürdürülebilirliği için kritik öneme sahip olan meralar bilinçsizce yok edildi. Üretim maliyetlerinin yüzde 70’i yem girdilerinden oluşurken, yem ithalatı hızla arttı. Hayvancılık sektörü tekelleşirken küçük üreticiler yok edildi. Süt üreticileri, anaç hayvanlarını kesime gönderdi. Özellikle son iki yılda 1 milyondan fazla anaç hayvan kesildi. Türkiye’nin hayvan varlığı ise aynı dönemde 4,4 milyon baş azaldı. Geldiğimiz noktada üretici ürününü satamıyor, tüketici ise yüksek fiyatlar nedeniyle et ve süt alamıyor. İktidarın ithalat politikası, hayvancılığı içinden çıkılamaz bir girdaba hapsetti” ifadelerini kullandı.
2024’TE 1 MİLYAR 133 MİLYON DOLAR İTHALATA GİTTİ
Küçük ve orta ölçekli hayvancılık işletmelerinin yok olma noktasına geldiğini söyleyen Sarıbal, yem, enerji, ilaç ve nakliye gibi maliyetlerin sürekli artış göstermesinin üreticiye ve tüketiciye ağır bir yük bindirdiğini belirtti. Hayvancılık sektöründeki tekelci yapıya dikkat çeken Sarıbal, “Büyük şirketler piyasayı kontrol eder hale geldi ve bu durum, küçük üreticilerin fiyat belirlemede etkisiz kalmasına neden oldu. Et ve Süt Kurumu, Ramazan ayı öncesi 40 bin baş canlı hayvan ithal ederek piyasaya karkas et sürmeye hazırlanıyor. Ancak bu, bir çözüm değil. Nisan 2010’dan bu yana devam eden canlı hayvan ve karkas et ithalatı, son 15 yılda toplamda 12 milyar dolara ulaştı. Bu kadar ithalata rağmen ne fiyatlar düştü ne de yerli üretim korundu. 2024 yılının Ocak-Kasım döneminde 372 bin baş canlı hayvan ithalatına 644 milyon dolar, 75 bin ton kırmızı et ithalatına ise 489 milyon dolar ödendi. Toplamda 1 milyar 133 milyon dolarlık ithalat yapıldı. Bunun adı ihanet değil de nedir?” diye konuştu.
KARMA YEMİN YÜZDE 45’İ İTHAL EDİLİYOR
Hayvancılık sektöründe maliyetlerin yüzde 70’inin yem girdilerinden oluştuğunu vurgulayan Sarıbal, mera alanlarının azalmasının hayvancılık için büyük bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi. “Yanlış tarım politikaları ve bilinçsiz arazi kullanımı, mera varlığını hızla tüketiyor. Mera ağırlıklı besleme yapılmadan yem bitkisi üretimi ve fabrika yemine bağımlı bir sistemin sürdürülebilirliği mümkün değil. Ancak ithalata bağımlılık artıyor. 2023 yılında üretilen 28 milyon tonluk karma yemin yaklaşık yüzde 45’i ithal ham maddelerle tedarik edildi” dedi.
SON 2 YILDA 1 MİLYONDAN FAZLA ANAÇ HAYVAN KESİLDİ
Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt referans fiyatını litre başına 17 lira 15 kuruş olarak belirlediğini hatırlatan Sarıbal, iktidarın süt fiyatlarını gıda enflasyonunu baskılamak için kullandığını belirtti. “Üreticiler, sütlerini maliyetin altında fiyatlarla satmak zorunda kalıyor. Bu durum, süt üreticilerini anaç hayvanlarını kesime göndermeye zorluyor. Son iki yılda 1 milyondan fazla anaç hayvan kesildi. Çiğ süt fiyatlarını düşük tutarak gıda enflasyonu düşüremezsiniz. Yerli hayvan varlığındaki azalma, ithalat politikalarıyla daha da derinleşiyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında toplam hayvan varlığı 4,4 milyon baş azaldı. Çiğ süt fiyatlarının baskılanması politikasından vazgeçilmeli ve yem fiyatları sübvanse edilmelidir” dedi.