Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Nevşehir'de  düzenlenen Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı'nda sektör paydaşları ile bir araya geldi.

İklim değişikliği, Kovid-19 salgını gibi durumların gıdayla ilgili üretim ve tedarik zincirlerindeki bozulmayı beraberinde getirdiğini belirten Kirişci, Rusya-Ukrayna Savaşı'yla bu durumun zirve yaptığını vurguladı.

Tarımda en temel girdilerin mazot ve gübre olduğunu dile getiren Bakan  Kirişci, konuşmasında şunları kaydetti:

"Bunları dışarıdan ithal eden bir ülke konumundayız. Bunları söylüyorum, ne için söylüyorum? Çünkü bu dışa bağımlılık ve dışarıdan almak zorunda kalıyor olmamız nedeniyle bilhassa bu pandemi ve sonrasındaki süreçteki fiyat artışları bizim sektörümüz ile Türkiye'yi de olumsuz yönde etkiledi. Fiyat artışları noktasında söylüyorum ama çok şükür bu ülke üreticilerin sayesinde yani siz kıymetli ve eli öpülesi üreticileri sayesinde hem kendisi için hem de ihraç edilen ürünler noktasında, yurt dışındaki insanlar için pandemi döneminde de ve sonrasında da üretmeye devam etti. Milletimizin bu kıymetli davranışı, asil davranışı çok şükür bugüne kadar devam etti. İnşallah bundan sonra da sürecektir. Göreve geldiğimden bugüne 6 ayı biraz geçti. Dolayısıyla geldiğimiz gün itibarıyla da o gün ne söylemişsek şu anda da onların gereklerini ve icaplarını yerine getirmeye çalışıyoruz.

Bugün itibarıyla 6 milyon 200 bin ton civarında buğday ve arpa stokumuz var.  Bizim ne arz fazlasına tahammülümüz var ne de arz açığına. Yıllardan beri şeker pancarında uygulanan, uygulandığından dolayı da o alanda hep başarılı bulunan, sözleşmeli üretimi biraz daha kavram, mevzuat, uygulama olarak, genişleterek bununla ilgili yine düzenlemeyi de son aşamaya getirdik. Allah nasip ederse inşallah meclis açıldığında, sözleşmeli üretim modeli de devreye girmiş olacak. Sözleşmeli üretim... Bazı kelimeler çok kullanılır ama bu kelimelerin ne anlam ifade ettiği bu yoğunluktan kaynaklı olarak çok dikkate alınmaz. Bir cümleyle söyleyeceğim. Üretmek isteyenle bu üretimi almak isteyeni bir araya getirerek aslında ülkenin ihtiyacı olan o alandaki üretimi de belirli bir dengede tutmuş olacağız. Çünkü bizim ne arz fazlasına tahammülümüz var ne de arz açığına tahammülümüz var. Biz istiyoruz ki güvenli stokta dikkate alınarak ihtiyacımız olan ürünler üretilmiş olsun. " dedi.