CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Altunhisar ilçesinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapan Çağlar Bayazıt’ı ziyaret ederek hayvancılık sektörünün sorunlarını yerinde inceledi. Gürer, hayvancılık sektöründe yaşanan kriz ve dar gelirli vatandaşların et ve süt ürünlerine erişimindeki zorluklara dikkat çekti.
“Et ve Süt Ürünlerine Erişim Her Geçen Gün Zorlaşıyor”
Ömer Fethi Gürer, artan maliyetler ve yanlış tarım politikalarının hem üreticiyi hem de tüketiciyi zor durumda bıraktığını belirterek şunları söyledi:
“Ülkemizde et ve süt ürünleri artık erişilemez hale geldi. Özellikle dar gelirli, asgari ücretli ve emekliler için bu ürünlere ulaşmak her geçen gün daha zor. Öte yandan, hayvan üreticileri de maliyetlerini karşılayamadıklarını, kazanç sağlayamadıklarını söylüyor. Büyükbaş hayvan ithalatıyla sorunların çözülemediği ortada. Çözüm, küçükbaş hayvancılığın desteklenmesinden geçiyor.”
Bayazıt: “Bu Koşullarda Hayvancılığı Kimseye Tavsiye Etmiyoruz”
Küçükbaş hayvan yetiştiricisi Çağlar Bayazıt, hayvancılıkla geçim sağlamanın artık neredeyse imkânsız olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Çocukluğumdan beri küçükbaş hayvancılıkla uğraşıyorum, ancak yem maliyetlerinin artışı, krediye erişim zorlukları nedeniyle sürdürülebilirlik tamamen ortadan kalktı. Geçen yıla oranla yem fiyatları yüzde 100 arttı. Bir kilo saman 4,5 lira, tonu 4 bin lira oldu. Meraya götürdüğümüz hayvan bile karnını doyuramıyor. Yem fiyatları, veteriner ve aşılama giderleri derken bu iş artık kazandırmıyor. 6-7 yıl önce işler çok güzeldi, ama bugün bırakmayı düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor.”
“Et Açığı Küçükbaş Hayvancılıkla Azaltılabilir”
CHP’li Gürer, küçükbaş hayvancılığa yönelik desteklerin artırılması gerektiğini vurguladı:
“Ülkemizdeki mera alanları son 50 yılda 44 milyon hektardan 14 milyon hektara düştü. İthal edilen büyükbaş hayvanlar, meralarda otlayamadıkları için yılın 12 ayı yemle beslenmek zorunda. Bu da üreticiyi ciddi maliyetlerle karşı karşıya bırakıyor. Buna karşın, küçükbaş hayvanlar meralardan daha verimli yararlanabiliyor. Ancak bölgeleri dolaştığımızda görüyoruz ki küçük aile tipi işletmeler birer birer kapanıyor. Destek verilmediği takdirde et ve süt ürünlerinde yaşanan kriz büyüyecek.”
“Krediye Erişimde ve Kesim Fiyatlarında Sorun Büyük”
Çağlar Bayazıt, kesim fiyatlarındaki adaletsizliğe de dikkat çekti:
“Hayvanlarımız mezbahada 420 TL’den kesime gidiyor, ancak biz bu fiyatı göremiyoruz. Vatandaş kasaptan eti 600-650 liraya alırken, biz üreticiler ciddi zararla karşı karşıya kalıyoruz. Kredilere erişim ise ayrı bir sorun. Çiftçi, borcunu başka bir borçla kapatmak zorunda kalıyor. İcraya düşen, evini ya da hayvanlarını satmak zorunda kalan çiftçilerimiz var. Bu koşullarda hayvancılığı kimseye tavsiye edemeyiz.”
“Yem Fiyatları Düşürülmeden Sorunlar Çözülmez”
Gürer, hayvancılık sektöründeki sorunların çözümü için acil adımlar atılması gerektiğini belirtti:
“Yemde dışa bağımlılık devam ettikçe yem fiyatlarının düşmesi mümkün değil. Yem maliyetleri düşmeden et ve süt fiyatlarının düşmesi de mümkün olmayacak. İhtiyacımız olan yemi kendi topraklarımızda üretmeliyiz. Ayrıca mera alanlarının korunması ve ıslah edilmesi gerekiyor. Üreticilerin mali yükünü hafifletmek için yem maliyetlerinin en az yüzde 50’sini devlet karşılamalı.”
“İthal Hayvan Politikası Sorunları Çözmüyor”
Son iki yılda 1 milyon 200 bin büyükbaş hayvan ithal edilmesine rağmen et ve süt fiyatlarının düşmediğini vurgulayan Gürer, ithalata dayalı tarım politikalarının başarısız olduğunu ifade etti:
“2010 yılından beri uygulanan ithal hayvan ve et politikası çözüm olmadı. Bu süreçte her bakan değişiminde sorunların birkaç yıl içinde çözüleceği söylendi, ancak sorunlar giderek büyüdü. Hayvancılık, doğru planlama ve üreticiye destekle sürdürülebilir hale gelir. Küçükbaş hayvancılığa verilen destek artırılmadıkça bu sektörde sürdürülebilirlik mümkün değil.”
“Çözüm Üreticiyi Desteklemek”
Ömer Fethi Gürer, devletin hayvancılık yapan üreticilerin yanında olması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Üreticinin ödeme güçlüğü çektiği noktada devlet destek sağlamalı. Hayvancılığı yeniden cazip hale getirmek için yem maliyetleri düşürülmeli, krediye erişim kolaylaştırılmalı ve üreticiye tolerans gösterilmeli. Aksi takdirde et ve süt ürünlerindeki kriz büyümeye devam edecek.”
Olan Vatandaşa ve Üreticiye Oluyor
Hem besicilerin hem de tüketicilerin mağduriyetine dikkat çeken Gürer, hayvancılık sektörünün sürdürülebilir hale gelmesi için kamucu bir anlayışla destekleme politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.