Haber-Mehmet Çatakçı

Süt Üretiminde Artış: Türkiye Eylül Ayında Kaç Ton İnek Sütü Topladı? Süt Üretiminde Artış: Türkiye Eylül Ayında Kaç Ton İnek Sütü Topladı?

1970’lerde kıtlık geliyor diye GDO’lu ürünlerin pazara verildiğini anımsatan Gürer, nişasta bazlı şekerin AKP iktidarı eliyle Türkiye’ye sokulduğunu anımsattı. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verileri hücresel kökenli et üretiminin 2030 yılında toplam et üretiminin yüzde 10'unu karşılayacağı yönünde tahminde bulunduğunu belirterek, yapay ete kapı aralamak için et krizinin yaratılmış olabileceğini endişesini ifade etti. Ayrıca gebe süt inekleri ve düvelerin kesilmesini seyreden iktidarların et krizini öngörememesi düşündürücü olduğunu da sözlerine ekledi.

Et krizinin nedenleri

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak, ülkemizde son zamanlarda oluşan et krizi ile bu soruna neden olan etkenler üzerinde değerlendirmelerde bulundu.

Et Krizi bilerek mi yaratılıyor

Ülkemizde hayvancılıkla ilgili sorunların arttığına dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Et krizi de kapıda ama genelde baktığınız zaman bu süreç bilerek yaratıldı gibi çünkü et ve sütteki süreç gebe ineklerin, süt ineklerinin ve düvelerin kesilmesiyle ortaya çıktı” diye konuştu.

Önce nişasta bazlı şurup, şimdi de yapay et!

Dünyada da hayvancılığın, döneminin en sorunlu sürecine girdiğine dikkat çeken CHP Milletvekili Gürer, “ Burada yapay et olayının acaba bu süreçte etkisi nedir? diye insan düşünmeden edemiyor. Çünkü 1970 yılında GDO'lu ürün piyasaya verileceği zaman ortalığa şöyle bir algı yerleştirildi: Kıtlık geliyor. Kıtlıkla genetiği değiştirilmiş organizmaların tarımda yer alması sağlandı, ardından

nişasta bazlı şurup ki insan sağlığına zararlı, ona yol açıldı, şimdi de yapay etin yolu açılıyor” şeklinde konuştu.

Yapay et 7 yıl sonra et üretiminin yüzde 10’unun oluşturacak

Yapay etle ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanına yönelttiği soru önergesine Bakanın verdiği yanıtta, "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verileri hücresel kökenli et üretiminin 2030 yılında toplam et üretiminin yüzde 10'unu karşılayacağı tahmin ediliyor; ülkemizde de bu yönde çalışma yapılıyor” şeklinde ifadeler yer aldığını aktaran Ömer Fethi Gürer, “Hani karbon salınımıyla hayvancılığı azaltalım derken, meralar bir taraftan yok edilirken, yapay etin piyasasına da pazarına da yol mu açılıyor diye insan düşünmeden edemiyor” diyerek, bu konuyla ilgili endişelerini anlattı.

Yapay ete kapı mı aralanıyor?

Mera alanlarının 40 milyon hektardan 20 milyon hektara düştüğünü, mera yerine fabrikada yapılan yemle hayvanlar beslenmeye başlandığını belirten Gürer, “ Bugün Türkiye 12,5 milyon ton çoğunluğu GDO'lu yem ithal ederek hayvan beslenmesi yapılıyor. Bu durumda "Yapay ete de bir kapı mı aralanıyor?" diye düşünmeden edinilmiyor. Çünkü et fiyatlarının bu kadar artması, süt ve gebe ineklerin kesiminin seyredilmesiyle doğrudan ilişkili” değerlendirmesinde bulundu.

İthal etlerin menşei tartışmalı

Yurt dışından da ülkemize getirilen karkas et, löp etlerin menşe ve içeriği bakımında da tartışmalı olduğunu söyleyen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer “Farklı ülkelerin tüketmediği etler de ülkemize mi getiriliyor? Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde yurt dışında hayvan yemi olarak tanımlanan 11 proteinli buğdayı ithal ettik. Yurt dışında da başkasının tüketmediği eti "Et açığı var, uygun fiyatla vereceğim." diye ülkemize getirilme durumunun olabileceğini değerlendirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yapay ete neden ihtiyaç duyuluyor?

Dünyada tarımı yönlendiren kartellerin, tekellerin daha az masrafla daha çok kazanma duygusunun bu tür yapılanmaları da açığa çıkarttığına değinen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yani yapay ete ihtiyaç duyulması ve bununla ilgili de üretiminin yolunun açılması ve bunun da insan sağlığı üzerindeki etkilerinin olumsuz olması gerçek anlamda düşündürücü. Çünkü hayvanlardan alınan numunelerden elde edilen kök hücrelerin amino asit, glikoz, vitamin, minerallerle oluşan bir çözeltiyle karıştırılarak meydana gelen bu karışımla, laboratuvarda türetilen bir eti insanların tüketimle yapay eti zorlamak anlayışı dünyada giderek yaygınlaştırılıyor. Birleşmiş Milletlerin Gıda örgütü “2030 öngörüsü" dediğimiz şurada, yedi yıl sonrasında yüzde 10 yapay etin tüketilmeye başlanacağı olasılığını değerlendiriyor. Gıdada sürekli olarak daha çok kazanmak isteyen, bu anlamda da dünyaya yön veren aile şirketleri -ki büyük holding bunlar yönetim anlayışında- bu tür dayatmaları topluma getiriyorlar” dedi.

Et fakirin tüketeceği bir gıda olmaktan çıktı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmasında etin artık fakir fukaranın, garip gurebanın, yoksulun, esnafın, emeklinin tüketeceği bir gıda ürünü olmaktan çıktığını da ifade etti.

Eskiden Ramazan sofralarının vazgeçilmezleri arasında yer alan pastırmanın kilosunun 700 liraya çıktığını, bu nedenle çoğu insanın pastırmanın yanına bile yaklaşamadığını belirten Gürer, “Öyle

olunca toplumun genelinin tükettiği gıda konusunda büyük oyunlar dönüyor. Bu oyunların yansıması fiyatların da artışıyla birlikte büyük kazançlar getiriyor. Yani yapay olarak elde edilen ürünlerde daha az fiyatla piyasaya vermiyor” diye konuştu.

Kırsal boşalıyor

50 kiloluk süt yeminin 400 lira, samanın kilosunun 1 buçuk liradan 4 liraya, yoncanın 3 liradan 7 liraya yükseldiğine dikkat çeken Gürer, bu şartlarda hayvancılığın sürdürülebilirliği sorunlu hâle geldiği gibi, kırsalda nüfus boşalmanın da devam ettiğini, çoğu köyde ahırlarında artık boş olduğunu da vurguladı.

Siyasi iktidar önlem almadı

Siyasi iktidarın bu konuda yeterince önlem almadığını da belirten Ömer Fethi Gürer, Türkiye’ye nişasta bazlı şekerin AKP eliyle sokulduğunu, aynı şekilde yapay etle ilgili çalışmaların yolunun açılması için böyle bir et kriz sürecinin de yaratılmasına seyirci kalınacaktır”dedi.

Editör: Haber Merkezi