Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Eylül’de başlayacak av sezonuna ilişkin açıklamalarda bulundu.

“Balıkçılar 1 Eylül’de ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılacaklar” diyen Bayraktar, av sezonunun bereketli olmasını diledi.

Su ürünlerinin insan sağlığı ve dengeli beslenmede önemli hayvansal protein kaynaklarından biri olduğunu belirten Bayraktar, balık avcılığının önemli bir gıda temin yöntemi olmakla birlikte ülkelerin ekonomisinde de ciddi bir yere sahip olduğunu söyledi.

Bayraktar, “Balıkçılarımız yeni av sezonuna umutla bakıyor. Yeni sezonun hem balıkçılarımız hem de vatandaşlarımız açısından verimli geçmesini bekliyoruz” temennisinde bulundu.

Su ürünleri üretimi

Ülkemizin uzun sahil şeridi, yaygın iç suları ve nehirleriyle önemli balıkçılık kaynaklarına sahip olmasının yanında su ürünleri yetiştiriciliğinde de ön plana çıktığını vurgulayan Bayraktar, “2021 yılında toplam su ürünleri üretimimizin yüzde 41’i avcılık, yüzde 59’u ise yetiştiricilik yoluyla elde edildi. Su ürünleri avcılığımızın toplam üretimdeki payı yetiştiriciliğin artmasıyla birlikte yıllar içinde azaldı” dedi.

Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:

TÜİK verilerine göre, 2016 yılında 588 bin 715 ton olan su ürünleri üretimimiz, 2021 yılında yüzde 35,9 artarak 799 bin 851 ton olarak gerçekleşti.

Son 10 yıllık dönemde (2011-2021) avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri üretimimiz yüzde 36,2 azalırken yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri üretimimiz yüzde 149,8 oranında arttı.

Su ürünleri ticaretinde ülkemiz net ihracatçı bir ülkedir. Yıllar itibarıyla ihracat miktarımızda önemli artışlar oldu. Son 5 yıllık rakamlara baktığımızda; 2016 yılında 790 milyon 303 bin 664 dolar olan su ürünleri ihracatı yüzde 74,1’lik bir artışla 2021 yılında 1 milyar 376 milyon 291 bin 922 dolara çıktı.

Artan üretim ve ihracata karşın su ürünleri tüketimimiz ne yazık ki çok düşük seviyelerde seyretmektedir. FAO 2019 yılı verilerine göre kişi başına tüketimimiz 6,3 kilogramla, 20,5 kilogram olan dünya ortalamasının oldukça altındadır.”

“Su ürünleri avcılığımız son 10 yılda yüzde 36,2 azaldı”

2011 yılında 514 bin 755 ton olan toplam su ürünleri avcılığımızın 2021 yılında yüzde 36,2 azalarak 328 bin 158 tona gerilediğinin altını çizen Bayraktar, “Su ürünleri avcılığımız ise 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,9 azaldı” diyerek açıklamasını devam ettirdi:

“Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 11 azalırken iç su ürünleri avcılığında değişiklik yaşanmadı. Avcılıkta Karadeniz bölgesi yüzde 77’lik payla ilk sırada yer aldı. Denizlerimizde avlanan en önemli balık türü hamsidir. 2021 yılında hamsi balığı 151 bin 598 ton ve yüzde 46,2 payla en yüksek miktarda avlanan balık oldu. Hamsi balığını 28 bin 41 ton ile çaça, 19 bin 590 ton ile istavrit takip etti. Denizlerde balık harici en fazla avlanan su ürünü de kum midyesi oldu. Ülkemizde, dünyada olduğu gibi avcılıkta stok büyüklüğüne ulaşıldı. Avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri üretiminin artması pek mümkün görülmüyor. Avcılığın korunması için denizlerimizin korunması gerekiyor.”

Hayvansal protein temininde önemli yeri olan balık avcılığının çevreye olumsuz etkilerinin en düşük seviyelerde tutulmasının önemine değinen Bayraktar, “Nitekim ekosistemdeki tahribatlar gelecek nesillerin refahını tehlikeye sokuyor. Ülkemizdeki su ürünleri avcılığı kıyı balıkçılığına dayanıyor. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamıyor. Bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşıyor” diyerek yapılması gerekenleri açıkladı:

“Son yıllarda avcılık üretim miktarları azalıyor. Sektörün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şarttır. Bu amaçla stokların korunmasını ve geliştirilmesini sağlayacak çalışmaların ve araştırmaların yapılması gerekiyor. Koruma kontrol çalışmalarına öncelik verilmesi de ayrıca önemlidir.

Denizlerde ve iç sularda yapılacak ticari ve amatör amaçlı su ürünleri avcılığına yönelik düzenlemeleri içeren tebliğlerle Tarım ve Orman Bakanlığı bu konuda önemli çalışmalar yaptı. Su ürünleri avcılığında yer, zaman, tür, boy, ışık kullanımı ve avlanma mesafesi gibi konularda getirilen yasaklar ve kontroller su ürünleri üretiminin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.

Balıkçılarımızın av yasaklarına ve tebliğ ile getirilen düzenlemelere titizlikle uyması sağlanmalıdır. Sürdürülebilir su ürünleri üretimi için gerekli stratejilerle kısa, orta, uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.

Kaynakların verimli kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurulmalı, yetiştiricilik, avcılık ve Ar-Ge çalışmaları daha fazla desteklenmeli, sektörde örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.

Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gerekir. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Bunun artırılması için fiyat istikrarı sağlanmalı, eğitim ve tanıtım çalışmaları yayınlaştırılmalıdır.

Balıkçılık sektöründe ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve, paketleme ve işleme tesislerinin sayılarının artırılması sektöre ekonomik katkı sağlayacaktır. Yeni av sezonu döneminin balıkçılarımıza bereketli kazançlar getirmesini diliyorum.”