Tarım ve Orman Bakanlığı ile Avrupa Birliği (AB) arasında ilk defa Yüksek Düzeyli Tarım Diyalog Toplantısı düzenlendi.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile AB arasındaki ilk Yüksek Düzeyli Tarım Diyaloğu Toplantısına, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ve AB Tarımdan Sorumlu Komisyon Üyesi Janusz Wojciechowski başkanlığında gerçekleşti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Nevzat Birişik, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü İsmail Üzmez, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Durali Koçak, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mehmet Hasdemir de toplantıda yer aldı.
Rusya-Ukrayna savaşının ve Türkiye bölgesinde meydana gelen gelişmelerin Türkiye’nin AB için başta güvenlik ve enerji olmak üzere pek çok alanda önemini teyit ettiğinin altını çizen Kirişci konuşmasında şunları kaydetti: “İçinde bulunduğumuz jeopolitik sınamanın ciddiyeti, AB’nin küresel konularda Türkiye’yi yanında tutması ve dahil etmesi gereğini açıkça ortaya koymaktadır. Üyelik dayanışması ve veto hakkını kötüye kullanımının AB’nin stratejik çıkarlarına zarar vermesine izin vermemesini temenni ediyoruz. Tüm bunlarla beraber AB’nin artık ilişkilerimizin önünü açacak şekilde somut ve anlamlı adımlar atmasını bekliyoruz. Bu yakın iş birliğini gelecekte de sürdürmek istiyoruz. Ayrıca iş birliğimizi geliştirmek için aday ülkelerin katıldığı önemli etkinliklere ülkemizin de davet edilmesinden memnuniyet duyacağız. Bunun altını ısrarla çizmek istiyorum” dedi.
AB Tarımdan Sorumlu Komisyon Üyesi Janusz Wojciechowski, söz konusu toplantının, tarım alanında Türkiye ile AB arasındaki düzenlenen ilk düzey diyalog toplantısı olduğunu belirterek, “Çok uzun süreden bu yana planlanan bir diyalog. Bugün bir arada olduğumuz için çok memnuniyet duyuyorum. Avrupa Birliği ve Türkiye’nin tarım alanında çok uzun bir geçmişe sahip bir ticari ilişkisi ve karşılıklı bağımlılığı var. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ortağı. Öte yandan Türkiye ile Avrupa Birliği’nin en üst sıralardaki ihracatçılarından ve ithalatçılarından biri. Türkiye ile AB’nin ticari geçmişinin 1969 yılında imzalanan Ankara Anlaşması’na dayanıyor. Bu anlaşmanın imzalanması ile birlikte 1996 yılında Gümrük Birliği’nin kuruluşunun temelleri atılmış oldu. Bu vesileyle ekonomik ve ticari politikalarımızın aynı çizgide buluşması sağlandı. Gümrük Birliği sayesinde ikili ticaret hacmimiz geçtiğimiz 20 yıl içerisinde 7 kat artış kaydetti. Her iki tarafın çıkarına bir artış söz konusu oldu. Bu kapsamda sadece işlenmiş tarım ürünleri kapsama alınmıştı. Bu bizim için kaygı uyandırıcı. Tarım ürünleri daha sonraya bırakılmıştı. Bu boşluğu doldurabilmek için tarım ürünleri alışverişimize tercihli bir rejim oluşturduk 1998 yılında. Bu rejim sayesinde genel itibarıyla ticaret akışında güzel sonuçlar elde ettik. Buna karşı, halen birtakım kısıtlar mevcut. Belirli ürünler için örneğin sığır ve canlı büyükbaş hayvan gibi zaten bu konuları da gündemimize alacağımızı düşünüyorum.”
İki taraf arasındaki ticari ilişkilerin, ekonominin genel durumu açısından büyük hassasiyet gösterdiğine vurgu yapan Wojciechowski, “Liranın değer kaybı ve bunun ticaret dengemiz üzerindeki etkisiyle de bunu bir kez daha görmüş olduk” dedi.