YARGI SAVAŞINDA YSK NEREDE?

Evet sevgili okurlarım… Ben bir yıldır köşemde hukukun üstünlüğü yargı bağımsızlığından bahsederek sanki bugünlerin yaklaştığını görüyordum.

Abone Ol

Şimdi Yargıtay Anayasa Mahkemesine Savaş açtı..

Peki Yargıtay 3.Dairesi neden Yüksek Seçim Kuruluna sormuyor. Siz bu adama niçin Milletvekili seçilme yolu açtınız.Niçin sormuyor. Yoksa kanunları YSK çıkarıp bunların önüne atar diye mi ?

Çok talihsiz günler yaşıyoruz… Her on yılda bir darbeler yaşadık, siyasetin üzerine çöken ‘vesayet’ dönemlerini, 367 garabetini gördük ama böylesine hiç tanık olmamıştık.

Son beş yılda ‘artık bu kadarı da olmaz’ dediğimiz ne kadar olumsuzluk varsa hepsi oldu. Ama bu kez kabile devletleri dışında hiçbir ülkede eşi benzeri görülmeyen, hatta henüz hukukla tanışmamış ilkel kabilelerde bile olmayan bir şey oldu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir ilke imza atarak Can Atalay hakkında ‘ihlal’ kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kısacası, anayasanın 153. maddesi Anayasa Mahkemesi'nin kararına yargı ve yürütme dahil herkesin uymak zorunda olduğunu açıkça belirtmesine rağmen, Yargıtay anayasaya karşı darbe girişiminde bulundu.

Galiba sözün de hukukun da bittiği bir noktadayız. Açıkçası anayasaya ve hukuk devletine karşı böylesine açıktan bir kalkışma girişimi için kelime bulmakta, cümle kurmakta güçlük çekiyorum. Bu konuda AK Parti çevrelerinden gelen tepkiler de hayli dikkat çekici. Milli Eğitim eski bakanı Hüseyin Çelik “Kendi militan yargımızı yarattık” derken, kendisi de bir hukukçu olan AK Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise "Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık" ifadelerini kullandı.

Gerçekten de çok yazık…

Peki ne olacak şimdi, hepimizin hakkını-hukukunu, özgürlüğünü koruyacak olan Anayasa’nın hükümlerini uygulayan Anayasa Mahkemesi üyelerini hapse mi atacağız?

Kim bilir belki Anayasa Mahkemesi’ni de kapatırız, nasıl olsa MHP lideri Devlet Bahçeli de öyle buyurmuştu… Sakın olmaz demeyin, iktidar Yargıtay’dan aldığı bu fetva ile Bahçeli’yi memnun etmek için böyle bir hamlede bulunursa hiç şaşırmayın…

ence de Anayasa’yı ilga girişiminde bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne kulak verelim, AYM’yi de Anayasa’yı da tümden ortadan kaldırarak ‘gavur icadı’ olan ‘hukuk devleti’ işinden kurtulalım, olsun bitsin!..

Ama bu kadarı da yetmez, Yargıtay’ın anayasaya karşı giriştiği bu darbe girişimini bütün dünyaya da ilan edelim ve diyelim ki: “Biz Türkiye’yiz, evrensel hukuk normlarını da hukuk devletini de tanımıyoruz, artık aslımıza dönüyoruz, Batı’nın hukuk ve adaleti varsa bizim de şanlı tarihimiz var…”

Bu cümlelerimi çok absürt bulduğunuzun farkındayım, bunu biliyorum, açıkçası bana göre de çok absürt.

Ama bu kadarı da yetmez, Yargıtay’ın anayasaya karşı giriştiği bu darbe girişimini bütün dünyaya da ilan edelim ve diyelim ki: “Biz Türkiye’yiz, evrensel hukuk normlarını da hukuk devletini de tanımıyoruz, artık aslımıza dönüyoruz, Batı’nın hukuk ve adaleti varsa bizim de şanlı tarihimiz var…”

Bu cümlelerimi çok absürt bulduğunuzun farkındayım, bunu biliyorum, açıkçası bana göre de çok absürt.

Ama hukukun böylesine göz göre yok edildiği bir ülkede, hukuk devletinden adaletten bahsetmenin ne önemi var ki…

Şimdi desem ki “Hukuk devletinin olmadığı, anayasanın uygulanmadığı, bırakın uygulanmayı, anayasanın doğrudan ilga edilmeye çalışıldığı bir ülkenin insanları güvende değildir, böyle bir ülkede ekonomik kalkınma olmaz, sadece ekonomik kriz ve fukaralık olur.”

Kim bunları dikkate alır ki… Sokaklarında çetelerin birbirini vurduğu, uyuşturucu ticaretinin sokakların kılcal damarlarına kadar yayıldığı bir ülkede huzur ve güvenlik olmazmış, kime ne ki… Biz aç kalırız, susuz kalırız, Arap ülkelerinden para dileniriz ama şanlı tarihimizden asla vaz geçmeyiz…

Evet bu yaşananlar gösteriyor ki ülke olarak gerçekten içler acısı haldeyiz

Bir gün hepimize lazım olacak olan hukuku yok ediyoruz, insanımız ekonomik krizin altında eziliyor ve de buradan çıkış için ufukta hiçbir umut da gözükmüyor.

Esas anlaşılması güç olan, bütün bu olup bitenler karşısında iktidardan toplumu rahatlatacak tek bir ses bile çıkmaması. Bilmem iktidar farkın mı ama bu hukuk darbesi, ekonomide normalleşme için çabalayan Mehmet Şimşek’in girişimlerini de yerle bir etmiş bulunuyor.

Yeni yayınlanan Avrupa Komisyonu’nun yıllık raporunda, Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksiklikler bulunduğu uyarısı var. Raporda açıkça deniyor ki: “Kuvvetler ayrılığı ihlal ediliyor, ifade özgürlüğü kısıtlanıyor, yargı bağımsızlığı geriliyor, yolsuzlukla mücadele yetersiz, siyasi çoğulculuk baltalanıyor.”

Muhtemelen iktidar diyecektir ki “Avrupa kendi işine baksın, bizim içişlerimize karışmasın.” Evet karışmasınlar, bizim Ankara kriterlerimiz var…

İyi güzel de madem kimseye ihtiyacımız yok, neden Mehmet Şimşek Amerika ve Avrupa başkentlerinde finans ve yatırım çevrelerini ikna etmek için gece gündüz dolaşıyor…

Galiba boşuna uğraşıyor, zira Yargıtay’ın anayasayı ilga etme ve hukuk devletine darbe girişiminde bulunduğu bir ülkeye aklı başında hiçbir yatırımcı gelmez ve de finans desteğinde bulunmaz.

Ülkeyi bu hale getirenler yarın halka hesap veremezler.

{ "vars": { "account": "G-E7JE8FH3KL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }