N’OLACAK BU HAYVANCILIĞIN HALİ (4)

Sadece süt sığırı hastalıkları nedeniyle yıllık küresel kayıpların 65 milyar dolara, hayvan sağlığı ürünleri pazarının ise 30 milyar dolara ulaştığı tahmin edilmektedir.

Abone Ol

Dünya Hayvan Sağlığı Organizasyonu (WOAH) verilerine göre; İnsanların % 20 si geçinmek için gelir elde etme bakımından doğrudan hayvancığa bağımlıdır. Hayvan hastalıkları, hem doğrudan bu kesimde ve hem de gıda arzı ilişkisi nedeniyle tüm insanlar üzerinde yerelden küresele kadar değişebilen çok çeşitli biyofiziksel ve sosyo-ekonomik etkiler yaratmaktadır.

Etkilerini ve yayıldığı coğrafi bölgelerdeki hastalık durumu değişimlerini değerlendirmedeki temel zorluk, veri eksikliğidir. Hastalık teşhisi, izleme ve etki değerlendirmesinin sürdürülebilir hale getirilmesi, ilerleme yapılması gereken kritik alanlardır. Hayvan hastalıklarının doğrudan etkileri küresel ölçekte, azalıyor gibi görünse de birbirine oldukça bağlı/bağımlı bir dünyada hastalıkların etkileri, verim kaybı ve hayvan ölümlerinin çok ötesindedir.

Gelecekte, hastalıkların tabiatındaki yayılma alanlarındaki değişimler ve çeşitli formlara dönüşerek beklenmedik bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasıyla mücadele edebilmek, esnek ve dinamik kalacak sistemleri gerektirecektir. Büyük ölçekli endüstriyel üretim sistemleri başta olmak üzere, tüm sektörde seyahat, göç, egzotik türler ve ticaret yoluyla hastalıkların yayılmasını teşvik etmeye devam edecek son derece uygun koşulların varlığının, sektörde artan endişe nedenleri arasında yer alması muhtemeldir.  

İklim değişikliği nedeniyle hastalık eğilimleri büyük ölçüde değişebilir. İklim değişikliği, sıtma, trypanosomiasis ve mavi dil gibi bazı vektör kaynaklı (hastalık etkenlerinin başka hayvanlara bulaşmasına aracılık eden sinek vb. canlılar) hastalıklarda iklimin vektör için uygun olduğu coğrafi bölgeleri değiştirebilir. Yüksek sıcaklık nedeniyle İngiltere’de, endemik helmintlerin mekânsal yayılımının arttığı ve mevsimselliğinin değiştiğine dair yayınlar bulunmaktadır. İklim değişikliğinin etkisi yalnızca hastalık vektörlerinin dağılımı üzerinde olmayabilir. Bazı hastalıklar su ile ilişkilidir ve bu durum su baskını nedeniyle daha da kötüleşebilir. Ya da suya erişimin yetersiz olması nedeniyle daha da karmaşık hale gelebilir. Kuraklık, insanları ve hayvanlarını hareket etmeye zorlayarak potansiyel olarak daha önce maruz kalmadıkları sağlık risklerine sahip ortamlara maruz bırakabilir. İklim değişikliğinin önümüzdeki yirmi ila otuz yılda hayvan hastalıkları üzerindeki doğrudan etkileri nispeten azalmış olabileceği söylemleri olsa da; mevcut birçok bulaşıcı hastalığın çevresel faktörler, demografik değişim ve mücadeleye yönelik teknolojilerle ilişkisi alanında önemli boşluklar, belirsizlikler bulunmaktadır.  

Birçok bulaşıcı hastalık için potansiyel olarak etkili kontrol önlemleri hali hazırda mevcuttur. Bunların doğru şekilde uygulanmasının hastalık eğilimleri üzerinde önemli etkileri olabilir. Son yıllarda, hastalıkların nasıl çıktığı ve dağıldığına ilişkin yapılan sistematik izleme (sürveyans) için DNA parmak izi, teşhis ve direncin anlaşılması için polimeraz zincir reaksiyonu testleri, genom dizilimi ve antiviral ilaçlar da dâhil olmak üzere hastalıklara karşı kullanılabilecek teknolojide önemli ilerlemeler görüldü. Şartlara iyi adapte olmuş ırklara genlerin aktarılması için melezleme ve moleküler genetik belirteçler yoluyla yüksek düzeyde hastalık direncine sahip bireylerin seçilmesi gibi hayvan genetik kaynakları yönetimi seçenekleri de vardır.

Sadece süt sığırı hastalıklarının küresel ekonomik etkilerini tahmin etmek için 183 ülke üzerinde yapılan bir simülasyonun sonuçlarına göre, toplam yıllık küresel kayıpların en iyimser tahminle 65 milyar dolar olduğu tahmin edilmiştir. Model kapsamındaki hastalıklardan kaynaklanan yıllık küresel kayıp miktarları; Subklinik Ketozis;18, Klinik Mastitis; 13, Subklinik Mastitis;10, Klinik Ketozis; 0,2, Abomasum Deplasmanı; 0,6, Doğum sırasındaki yaralanmalar(distosi); 0,6, Topallık; 6, Metritis; 5, Süt Humması; 0,6, Yumurtalık Kistleri; 4, Paratüberküloz; 4, Yavru Zarlarının Atılamaması(retentiyo secundinarum); 3 milyar dolar olarak belirlenmiştir. Hastalıklar arasındaki istatistiksel ilişkiler ve eşlik eden hastalıklar da eklendiğinde toplam küresel kayıpların % 45 oranında daha fazla olacağı belirtilmiştir. (National Library of Medicine, ABD)

Yıllık kayıplar Hindistan'da 12, Amerika Birleşik Devletleri'nde 8 ve Çin'de 5 milyar ABD doları ile en yüksek seviyededir. Ancak, gayri safi yurt içi hasılanın yüzdesi olarak kayıplar, kişi başına düşen kayıplar, brüt süt gelirinin yüzdesi olarak kayıplar gibi kullanılan kayıp ölçütlerine bağlı olarak, süt sığırı hastalıklarının ülkelere göre göreceli ekonomik yükü önemli ölçüde farklılık göstermiştir. Diğer yandan, bu konudaki hayvan sağlığı ürünleri pazarının büyüklüğü tahmini 30 milyar doları bulmaktadır. Diğer hayvanlara ilgili veriler de eklendiğinde bu rakamları tahminlerin çok ötesinde arttırması muhtemeldir.  

Son 30 yılda aşıları, etkenleri ve tedavileri, teşhis teknolojileri ve hizmetleri hakkında birçok bilgiye sahip olmamıza rağmen hastalıklar, hayvancılık sektörünü artan oranda tehdit etmeye devam ediyor. Ayrıca, hayvanlardan insana geçme potansiyeli olan ve kötü tecrübelerden geçtiğimiz küresel salgınlar gibi, yeni hastalıkların ortaya çıkma ihtimalinin de yüksek olması küresel endişeleri önemli ölçüde arttırmaktadır.

Büyük ölçüde etkilerinin karmaşıklığı nedeniyle, hastalıkların ekonomik etkilerini ölçmek giderek zorlaşıyor. Şap hastalığının endemik bölgelerde hastalıkların meydana getirdiği üretim kayıpları ve aşılama maliyetinin yıllık olarak 6.5-21 milyar dolar arasında olduğu tahmin edilmektedir. Salgından sonra hastalığın yayılışını ve yoğunluğunu tespit etmek için yapılan survey çalışmaları da hükümetler için ayrı bir mali yük getirmektedir. Şap hastalığından arilik statüsü elde etmeye çalışan bölgeler, aşılama maliyetleri ve hayvansal üretimdeki kayıplara ilaveten, ticaret kısıtlamaları ile de karşı karşıyadır. Birçok gelişmiş ülkede, olası ekonomik kayıpları önlemek için eradikasyon (ortadan kaldırılması) programları uygulanmıştır. Şap hastalığı bölgesel olarak değişkenlik gösteren hayvancılık işletmelerini birbirinden farklı şekillerde etkilediğinden, hastalığın kontrolü planlanırken bu değişken etki ve risklerin sonuçları dikkate alınmalıdır.

Ülkemizde hayvan hastalıklarından kaynaklanan toplam ekonomik kayıpla ilgili yeterli veri olmamakla birlikte, sadece şap hastalığı bakımından bile, tedavi maliyetine ilaveten, yıllık en az sütte % 15, ette ise, % 10 kayba neden olduğu tahmin edilmektedir.

Sonuç olarak; Gerek hayvan hastalıkları görüldüğünde oluşturduğu büyük ekonomik kayıplar ve gerekse önleme ve tedavi için yapılan harcamaların büyüklüğü, hayvancılık sektörünün önemli bir problemidir. Gelecekte de iklim değişikliğinin tetiklediği, hastalıkların tabiatında ve yayıldığı coğrafyadaki değişmeler ve antimikrobiyal direnç, mevcut sorunları daha da derinleştirici potansiyele sahip görülüyor. Hayvanlardaki hastalıklarının erken tespitine ve teşhis edilmesine olan ihtiyacın yanı sıra, açıkça değişen hastalık kalıplarıyla başa çıkma konusunda büyük ölçüde artan farkındalık ve hazırlık ihtiyacını da gündeme getirmektedir. 

Bu alanlara ilişkin hastalık teşhisi, veri kaydı/takibi, yaygınlığın izlemesi ve etki değerlendirmesinin sürdürülebilir hale getirilmesi, ilerleme sağlanması gereken kritik alandır.

Hayvansal gıda arzı risklerine ilaveten hayvanlardan insanlara da geçebilen hastalıkların (zoonoz) çok fazla olması, insan sağlığı ile hayvan sağlığının hatta bitki sağlığının birlikte yönetilmesi gerektiğini önceleyen tek sağlık uygulamasının önemini ve mecburiyetini ortaya koymaktadır. Güçlü ve organize veteriner hizmetleri teşkilatının varlığı ile mevcut ve gelecekte oluşacak değişikliklere ait risklerin yönetileceği önleme, izleme, planlamaları ile kayıpların en aza indirilmesi mümkün olabilecektir.

{ "vars": { "account": "G-E7JE8FH3KL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }