Hiçbir şey, 31 Mart öncesi gibi olmayacak.
Yerelde “iktidar” olan CHP ve “diğer” muhalefetin sesi giderek yükseliyor.
Hedeflerinde, 21 yıldan bu yana Ak Parti’nin “ARKA BAHÇESİ” olduğu iddia edilen ve Erdoğan’a “bağlılıkları” ile tanınan sivil toplum örgütleri ile onların genel başkanları var.
Bunlar;
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TÜRK-İş Genel Başkanı Ergun Atalay, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ile TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar.
Tepkiler geçen hafta başladı.
CHP’li Hasan Öztürkmen, Perşembe günü gece yarısı açıklanan buğday fiyatları üzerinde yaptığı konuşmada, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar’ın istifasını istedi.
CHP’li milletvekillerinin alkışları ile karşılanan istifa çağrısında Hasan Öztürkmen’in şu sözleri dikkat çekiciydi:
“ 22 seneden bu yana AK Parti iktidarını destekleyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı, çiftçileri temsil ettiğini iddia eden Sayın Şemsi Bayraktar’ı istifaya davet ediyorum. Üreticiyi temsil ediyorsa köylüyü temsil ediyorsa istifa etmelidir.”
Muhalefetin bu kuruluşlara tepkisi, Demokrat Parti ile devam etti. DP İzmir Milletvekili Salih Uzun, bu 4 kuruluş ve genel başkanlarına karşı “mücadele” başlattı.
Salih Uzun, sıradan bir milletvekili değil.
Bir yıldan bu yana Meclis’te olmasına rağmen, düzgün ve etkili konuşması, doğru tespitleri ile dikkati çekiyor.
54 yaşındaki bu genç milletvekili, Anavatan Partisi’nin Genel Başkanlığını yaptı.
ANAP-DYP birleşmesinden sonra kurulan Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un yardımcılığını yaptı.
Cindoruk, yurt gezilerinde teşkilatla yaptığı toplantılarda kendisinden önce Salih Uzun’un konuşmasını isterdi.
Salih Uzun düzgün konuşmasını, fıkralarla süsler, ses tonu ve vurgularıyla partilileri coştururdu.
Hüsamettin Cindoruk da, Salih Uzun’dan sonra heyecanlanan partililere hitap eder, Cindoruk’un sakin ve bilge konuşması ile program devam ederdi.
Son seçimlerde CHP listesinden İzmir Milletvekili seçilen Salih Uzun, siyasetteki birikimi nedeniyle TBMM için bir “kazanç” olabilir.
4 sivil toplum örgütüne tepkili.
DP İzmir Milletvekili Salih Uzun da CHP’li Öztürkmen gibi TZOB ile TOBB, TÜRK-İŞ ve TESK’e tepkili.
Örneğin, “ beyefendi” diye hitap ettiği TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’na, şu sözcükleriyle tepki gösteriyor:
“Beyefendi, 23 yıldır TOBB Başkanı, iki yıla yakın da Başkan Yardımcılığı var, yirmi beş. 4 yıl daha görev yapacak, etti yirmi dokuz, yirmi dokuz yıl...
Şöyle düşünün, babanızdan bir şirket miras kalsa, yirmi dokuz yıl kesintisiz yönetemezsiniz. Aşağıdan çocuklar gelir, ortak olurlar yönetime.”
İktidarla iyi geçinerek koltuklarında kalıyorlar.
“Sadece o mu?” diye soruyor DP İzmir Milletvekili Salih uzun.
“Sadece TOBB Başkanı mı? Hayır. TÜRK-İŞ Başkanı da öyle, Ziraat Odaları Birliği Başkanı da öyle, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Başkanı da öyle.
Hepsi yirmi beşer, otuzar yıl.
Peki, nasıl duruyorlar oralarda, nasıl koruyorlar koltuklarını? İktidarla iyi geçinerek.
İşte, geçen hafta gördük, şirinlikler yapıyorlardı. O "yeşil pasaport" lafını duyar duymaz, alkışlarken elleri patlayacaktı beyefendinin.
İktidarla iyi geçinerek koltuklarını koruyan başkanlardan, o iktidara karşı, o toplum kesimlerinin haklarını korumalarını bekleyeceğiz öyle mi?
Öyle mi? Korudular şimdiye kadar? “
Bu arkadaşların gıkı çıkmadı.
Salih Uzun, başkanları AKP’ye tepki göstermemekle ve “gık”larını çıkarmamakla da suçladı:
“ Bu ülkede bir buçuk yıl bilim dışı, akıl dışı bir ekonomi modeli uygulandı, bu arkadaşların gıkı çıkmadı;
Bu politikalar yüzünden iş adamları iflas etti, iş yerleri kapandı, TOBB Başkanının gıkı çıkmadı;
Bu politikalar yüzünden işçiler sefalet ücretlerine mahkûm kaldı, Sendika Başkanının gıkı çıkmadı;
Bu politikalar yüzünden çiftçilerin mahsulü tarlada kaldı, Ziraat Odaları Başkanının gıkı çıkmadı.
Tam tersine, bu kurumların başkanları, bu sözüm ona millî ekonomi modeline destek açıklaması yapmak için sıraya girdiler, sıraya.”
4 kişi sivil toplum tarlasına beton döktü
Salih Uzun, siyasetin ve siyasetçinin bir, “academia”dan, bir de “sivil toplumlar”dan beslendiğini anlattı.
Academia’nın uzun zaman önce “çoraklaştığını” ve “çürüdüğünü” vurgulayan Uzun, geriye sivil toplum kuruluşlarının kaldığını ancak, 4 kişinin buna da engel olduğunu şöyle anlattı:
“ Bütün araziyi kapatmışlar bütün araziyi. Siyasetin güç devşireceği araziyi 4 kişi kapatmış.
İsim veriyorum: TOBB Başkanı Rifat Hisacıklıoğlu, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken.
4'ü, siyasetin besleneceği sivil toplum tarlasına beton döktüler beton! Sivil toplumu kuruttular, toplumsal direnci törpülediler, sivil alanı bütünüyle iğdiş ettiler.”
Bu, 4 kişiyle müzakere değil, mücadele edilir.
DP İzmir Milletvekili açıklamalarının sonunda, “ bu kuruluşlardan son 10-15 senedir etkili bir eylem gördünüz mü?” diye sordu.
Kendi sorusuna “göremezsiniz” diye cevap verdikten sonra şunları kaydetti:
“ Hani, şimdi, bu son zamanlarda moda, ‘Müzakere mi edeceğiz, mücadele mi?’ lafı var ya. İşte, tam da bu 4 kişiyle mücadele edilir, bunlarla iş birliği yapılmaz.
Bu 4 kişi bu kurumların başında kaldığı müddetçe bunlarla mücadele edilir.”
Evet, Tobb, Türk-iş, Tesk ve Tzob’un genel başkanlarına karşı CHP’nin başlattığı DP’nin devam ettirdiği muhalefet nereye ulaşacak. Hep beraber izleyeceğiz.
Ama hiçbir şey 31 Mart öncesi gibi olmayacak.