ERDEM NOYAN
Sokaklarımız çetelerin hesaplaşma arenası haline geldi. Gün geçmiyor caddelerimizde, sokaklarımızda veya kafelerde silah sesleri duyulmasın. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, silah taşımak bu kadar kolay mı, hele hele belinde taşıdığı silahı bu kadar kolay çıkartıp gelişi güzel hedef gözetmeden ateş etmek.
Birisi buna artık dur demek zorunda, yazık suçsuz günahsız insanlar üstelik çoluk, çocuk, kadın her gün öldürülüyor, ya da yaralanıyorlar, gelişi güzel ateş eden sorumsuz insanların hedefi haline geliyorlar. Ülkemiz, canı sıkılanın belindeki silahı çıkartıp ateş eder hale geldi. Korkusuzca sağına soluna bakmadan gelişi güzel ateş eden çetelerin arenası oldu sokaklarımız.
Sevgili okuyucular, geçenlerde Amerika’ dan gelen bir arkadaşımın başına gelmiş böyle bir olay, kısa bir süre için ailesini ziyarete gelen bir arkadaşım silahlı çatışmanın tam ortasında kalmış, sonradan öğreniyor iki hasım çete arasında çıkan çatışmadan zor kurtarmış kendisini ve bu olaydan o kadar etkilenmiş ki daha tatilini bitirmeden ülkemizden ayrılmış.
Kendisiyle bir telefon görüşmesi yaptım, bana dedi ki,‘’ ülkem çok değişmiş, her kez tedirgin burada başına ne zaman ve ne gelecek kestiremiyorlar, her kez arkasını kollar duruma gelmiş, ben biliyorsun yirmi yıldır ABD’ deyim, huzurlu ve mutlu bir hayatım var, böyle olaylar binde bir meydana gelir bizim yaşadığımız kentler de, çok şaşırdım bizim o güzel ülkemiz ne hale gelmiş ‘’ iş de böyle sevgili okuyucular maalesef dışardan bir gözle bakıldığı zaman bu güzel ülkemiz böyle gözüküyor..
Buna artık bir dur demek lazım hem de hiç vakit geçirmeden. Devletimiz güçlüdür, isterse sorumsuzca, beline silahı takıp kabadayı gibi ortalarda dolaşan bu kabadayı bozuntusu insanların elinden bu ölüm kusan aletleri kolaylıkla alabilir, gerek zorla, gerekse belli miktarda ücret verilerek bu silahlar devlet envanterine sokulabilir, bu şekilde milyonlarca silahın olduğu tahmin ediliyor.
Çünkü, artık bir silah almak o kadar kolay hale gelmiş ki, neredeyse bakkaldan domates, peynir alır gibi kolay hale gelmiş tabanca almak. Ben hatırlıyorum ülkemizin o anarşi ortamında bulunduğu sıralarda gazetecilerin güvenliği nedeniyle basit marka bir tabanca almak istemiştim, inanın 40 dereden 40 su getirterek engellenmiş idim. Nereden nerelere geldik, şimdi öylemi sanki her kez peynir, zeytin alır gibi silah alabiliyor.
Sevgili okuyucular bu iş daha büyümeden, daha fazla suçsuz günahsız insanlar bu çetelerin arasında kalıp canlarından olmadan, buna bir dur demek lazım. Mutlaka silah toplama seferberliğini başlatmak lazım, özellikle çetelerin bellerinde bulunan bu ruhsatsız silahları bir ‘’ silah toplama ‘’ kampanyası ile sonuçlandırmak lazım. Bu konuda, baş da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ında rahatsızlık duyduğunu tahmin ediyorum.
Bu nedenle Cumhurbaşkanımız’ ın bir gece yarısı imzasıyla bu işe başlanabilir. Yani ruhsatsız silahları toplatma kampanyası başlatılabilir. Konu burada da bırakılmamalı, yeniden bir silah bulundurma ve taşıma yönetmeliğinin de hazırlanması lazım. Aksi taktir de bu işin sonu çok kötü gözüküyor. Hiç olmazsa bundan sonra yurt dışından gelen yabancılar ve halkımız sokaklarda ve caddelerde huzur içinde dolaşabilsinler. Hadi görelim sizi bu ülkeyi huzura kavuşturun. Vatandaşlar, çoluk, çocuk sokağa korkusuzca çıkabilsinler.