DENETİMLER FAHİŞ FİYAT ARTIŞINI DURDURABİLECEK Mİ?

Mukaddes olarak kabul ettiğimiz, manevi iklimine girdiğimiz Recep, Şaban ve Ramazan ayları zam aylarına dönüştü. Ramazanın habercisi olan bu zaman dilimi, özellikle gıda tedarikinin yapıldığı toptancı ve perakende alışveriş merkezlerinde etiketlerin değiştirildiği, fiyatların katlandığı dönemler oldu.

Abone Ol

Fahiş fiyat artışlarının yapılmasının alışkanlık haline getirildiği bu aylarda dar gelirli emekli, asgari ücretli, sabit gelirli ve sosyal yardıma muhtaç insanların yaşadıkları ekonomik sıkıntılar daha da büyür.

Günlük konuşma dilimizde çok da kullandığımız bir kelime değil “fahiş” ifadesi. Türk Dil Kurumu (TDK) bu kelimeyi, “aşırı, ölçü dışı, çok fazla, insafsız derecede fazla” olarak tanımlar. Toplum vicdanı ile ekonominin beynelmilel kuralları, her yıl ramazan ayı gelmeden adeta alışkanlık haline getirilen normalin üstündeki fiyat artışları için bu ifadeyi uygun bulmuş.

Ekonomiyi bozmanın da ötesine geçerek genel ahlakı tehdit eder hale geldiği için sürdürülebilirliği olmayan, -en azından olmaması gereken- bu duruma dur demek için ne yapmak gerekiyor peki.

Bu soru ve sorun kamu otoritesinin de dikattini çekmiş olmalı ki ilgili iki bakanlık harekete geçmiş durumda. Tarım ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz aylarda taklit-tağşiş yapılan ve sağlığı tehlikeye düşürebilecek gıda listesini açıklamıştı. Domuz, at ve eşek gibi yasak etlerden yediğimizi, baharat alırken aslında zehir yuttuğumuzu öğrenmiştik bu vesileyle.

Tarım Bakanlığı sahtekârlık listesini güncelleyerek denetim çalımalarını sürdürürken, Ticaret Bakanlığı da fiyat denetimlerine başlayarak önemli bir adım atmış oldu. Bakanlık, geçtiğimiz ay toptancı, tedarik ve perakende satış noktalarına geniş kapsamlı bir denetim yaptı ve fiyatları not ederek veri topladı.

Ticaret Bakanlığı bünyesinde sektör temsilcilerinin de bulunduğu Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’unda değerlendiriliyor toplanan veriler. Yapılan açıklamaya göre toplanan verileri inceleyen bu kurul, 2025 yılının ilk toplantısında fahiş fiyat artışı yapan işletmelere toplam 126,7 milyon TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiş.

Kurulun hangi sektöre ne kadar para cezası kestiğinin cevabı, haksız kazanç peşindeki sektörleri de sıralıyor nitelikte. Kesilen ceza miktarına baktığınız zaman zincir ve yerel marketlerin aynı zamanda derin bir ahlaki deformasyona da işaret eden bu işte başı çektiğini gösteriyor. Rakamlara göre zincir ve yerel marketler bu yıl 52,8 milyon TL ceza ödeyerek bu konuda rekora koştu. Bu sektörün içinde tarifeye aykırı ekmek satışı yapan fırınlar ile fahiş fiyatla satış yapan kasaplar, perakende ticaret sektöründe faaliyet gösteren ulusal ve yerel zincir market ve diğer perakende işletmeler var. Onları 66,2 milyon TL’lik ceza ile kırtasiye ve kıyafet sektörü, 7,7 milyon TL’lik ceza ile yangın tüpleri ve malzemeleri sektörü takip ediyor.

Ülke genelindeki restoran, lokanta ve kafe gibi yiyecek ve içecek hizmeti sunulan iş yerlerinde denetimlerini sürdüren Ticaret Bakanlığı personeli, önümüzdeki günlerde -muhtemelen ramazan ayı içinde- bir denetim daha gerçekleştirecek. Kurul, toplanacak verileri daha önce alınmış rakamlarla karşılaştırılacak.

Sonrasında ne olacağını tahmin etmek çok zor değil. Fikri takip prensibi sahipleri görecekler; Önümüzdeki dönemde de büyük ihtimalle durumun değişmeyecek, çalmayı yerleşik davranış biçimi haline getirmiş olanlar fahiş fiyat artışlarına devam edecekler ve kesilen cezaları yine zam yaparak müşteriden tahsil yoluna gidecekler.

Yolsuzluk ile yoksulluk aynı ananın ikiz çocuklarıdır. Gıda enflasyonu üzerinden maruz bırakıldığımız fahiş fiyat artışı yolsuzluğun ismi konulmamış bir çeşididir. Ve yolsuzluk sadece toplumu çürütmüyor aynı zamanda ulusal ve uluslararsı itibarımızı da yerle yeksan ediyor.

Ekonomik bozukluk yolsuzluğu, yolsuzluk hukuksuzluğu doğuruyor. Hukuksuzluk ve yolsuzluk algısı bakımından uluslararası alandaki itibarımız maalesef yerlerde. Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre Türkiye 142 ülke arasında 117’inci; 2024 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçlarına göre ise 180 ülke arasında 107’inci sırada. Rakiplerimiz Honduras, Kongo, Gabon, Mali, Nijer.

Denetimler bu durumu bir anda tabii ki değiştirmez. İki değil, on iki bakanlığı devreye koyun; yine de bir kerede hukuk düzeltmez, enflasyon kalıcı olarak düşmez, ahlakı bozulan insafsız esnaf imana gelmez hemen.

Bunun için yapısal büyük değişikliklere gidilmesi gerektiği hakikatini aklı başında herkes kabul ediyor zaten. Bunun yanında sabırlı olmak ve susmamak gerekir. Susarak daha da dibe çekilmek, daha da yaşanmaz hale gelen bir düzene mahkum olmaktır. Bir avuç muhterisin zenginlik, refah ve güvenliği değil, genelin menfaati için tüketici olarak bizlere de düşen görevler var.

Denetimler devam ettirilirken, çalanlar tabii ki çalmaya devam etmek isteyeceklerdir. Lakin kamu otoritesi denetimlerini sürdürmeli, toplum vicdanı itirazını daha yüksek sesle dile getirmelidir. Fuhşiyata ve aşırılığa rıza olmadığı, kararlı bir duruş ve yüksek bir sesle ortaya konmalıdır. Azim ve kararlılık, anormal olanın normal hale getirilmek istenmesinin önüne geçecek en iyi davranış kodlarıdır.

Şairin dediği gibi, “zor oyunu bozar”.

{ "vars": { "account": "G-E7JE8FH3KL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }