Öncelikle Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Mustafa ÇAKIR’a 18.06.2022 tarihinde yaptığı haber için teşekkür ederim. Anlaşılan o ki, bundan sonra daha yüksek sesle hatta avaz avaz tarım tarım diye bağırmamız gerekiyor! Sürecin getirdiği sıkıntılardan (artan gıda fiyatları, dünya çapında yaşanan tedarik sorunu, Rusya-Ukrayna Savaşı vs.) dolayı dikkatleri üzerine çeken tarım sektörüne olan bu “ilgi” bile birilerini rahatsız etmiş! Oysa sessiz sedasız, hatta görmezden gelerek tarımı adım adım bitiriyordunuz.
Hastalıklı bilinçaltı yine su yüze çıktı! Tarımı “küçümseyen” zoraki yapılan bir uğraş gibi, gelişmiş bir ülkenin tek başına sanayiden ibaret olduğunu zanneden zihniyet! Oysa kalkınma, sanayide, tarımda, teknolojide, savunmada, hizmette kısacası bütün alanlarda var olarak gerçekleşir. Yıllarca tarımı sanayileşmenin engeliymiş gibi gösteren, tarımı bitirirken, sanayide de bir arpa boyu yol alamayan zihniyetin, alenen tarımı yok etme planını, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan BÜYÜKDEDE’nin skandal sözleri bir kez daha ortaya koydu! Tarım alanlarının endüstri bölgesi olarak düzenlenmesi yönündeki talebini içeren o sözler şöyle;
Tarım alanlarına atıfla “bu yüzde 30’un bize getirdiği gayri safi milli hasıla 50 milyar dolar. Tarım, tarım diye bağırıyoruz, çağırıyoruz da sonunda bize getirdiği para 50 milyar dolar; sanayinin getirdiği para şu anda 300 milyar dolar. Ya böyle vasatlıkla devam edeceğiz kardeşim, birbirimizi yiyeceğiz ya da bu çemberi kıracağız”
Tarım Bakanlığının tarım arazilerinin sanayi bölgesine açılmasına koyduğu blokeyi şu sözlerle eleştirdi “bu da bizim bakanlığımız değil mi? 80-100 milyon metrekare ilave edeceğimiz alanları, üretiminde burada mera var, burada ot var, burada kök var; bilmem ne yapar… Neticede biz bu şeyle alan büyütmek imkânına sahip değiliz, felsefemizi değiştirmemiz gerekiyor. Keşke biz kamunun elindeki arazileri şu anda sanayiciye bedelsiz dağıtabilmiş olsaydık”
Sayın BÜYÜKDEDE, ürettiğiniz uçak, otomobil, bilumum makine-teçhizat, teknolojik hiçbir çıktı sapa-samana takılmaz, kuzular konsantrasyonunuzu bozmaz, çiftçi sanayi tesisinize kilit vurmaz, ormanlar enerjinizi düşürmez tam tersi size hammadde üretir, omuz verir. Ülkemizin insanını kutuplaştırdığınız gibi sektörlerini de bir birine düşman etmeyin! Tarım ile sanayi kol kola girerse mucizeler yaratır. Aksi halde, acilen buğday, meyve, hayvan, ot, kök üreten makineler yapmanız gerekiyor! Tarım alanlarını sanayi bölgesi yapmadığımız için aç kalmayız, birbirimizi yemeyiz ama tarımsal üretim yapmazsak aç kalacağımız kesin!
Artan girdi maliyetlerine rağmen özveri ve insanüstü bir gayretle üretime devam eden çiftçimize teşekkür etmenizi geçtik, tarlasına göz diken bu zihniyet son derece tehlikelidir. Dünyanın bu gün geldiği noktada en stratejik mesele tarım olmuşken bu zihniyet ile aç kalmamız işten bile değil.
Sizin ot, kök, mera dediğiniz ülkemizin gıda güvencesi. Sanayileşme için gerekli tüm adımları attınız tek sorun arazi mi? Eğer bu yaklaşım “cehalet” değilse hakikaten ülkemizin geleceği ve gıda güvencesi adına son derece zor günler çok uzak değil!
Tarım tarım diye daha yüksek sesle bağırmak zorundayız. Bütün olumsuzluklara rağmen üretmeye devam eden çiftçimizin yanında olmak zorundayız.
Gençlerin tarıma yönelmesi için çalışmalar yapmak zorundayız.
Sadece üretim maliyetlerini düşürmek değil aynı zamanda haklarını örgütlü bir şekilde savunabilmek ve sesini daha gür çıkartabilmek için çiftçimizi kooperatifleşmeye yönlendirmeliyiz.
Teknolojik gelişme ile üretimi birleştirip, tarım ile sanayinin kol kola ülkemizin hem ekonomik hem de stratejik gücünü nasıl arttırdığını ortaya koymalıyız.
Dünya güç dengesi, tarımsal güç ekseninde şekillenirken ülkemizi bu güçten mahrum edemeyiz.
Tarım ulusal güvenlik meselesidir ve bu tür “cahilce” yaklaşımlardan derhal arındırılmalıdır.
Tarım elbette ticari bir faaliyettir ve katma değerini arttırmak da ülkeyi yönetenlerin asli görevidir.
İnatla değil ülkemize, milletimize ve aydınlık yarınlarımıza olan aşkla, inançla TARIM TARIM demeye devam edeceğiz.
Tarımı görmeyen, duyman, sağır zihniyete karşı avaz avaz tarım diye bağırmaya devam edeceğiz.
Hayat kurtaranlar, hayatı kolaylaştıranlar kadar, karnımız doyuran çiftçimiz hak ettiği değeri görünce ye kadar TARIM diye bağırmaya devam edeceğiz.
Her şeye rağmen üretmekten vazgeçmeyen çiftçilerimize omuz vermeye, sesi olmaya devam edeceğiz.
Üç kuruşluk menfaat için birbirini yiyenlerin de, aç gözünü doyuramasa da karnını doyuran bütün çitçilerimize saygı ve minnetle…
Assiye YILDIRIM
Tarım Yazarı