Bu konuda neyin bozulduğunu anlamak için AB tarım destekleri ve politikaları konusundaki sistemi anlattığımız “Tarım Politikaları ve Korumacılık” başlıklı yazımızı okuduktan sonra aşağıda anlatacağımız neler değişti, sıkıntı nedir konusu daha iyi anlaşılacaktır.
Hazırlıksız yakalanıldığı iddia edilen pandemi döneminde üretim ve tüketim alışkanlıklarındaki değişiklikler, Rusya ile Ukrayna savaşının özellikle tahıl arzında dünya çapında olduğu belirtilen sıkıntılar ülkelerde bazı rutinlerin değişmesine yol açmıştır. Bir de madencilik, fosil yakıt üretimi ve endüstri sektörlerinin dünyada iklim ve sera gazları üzerindeki olumsuzluklardan, hayvancılık başta olmak üzere tarım sektörünü sorumlu göstererek sorumluluktan kaçması ve kamuoyunu yanıltması ve yeşil çevre gibi bir takım süslü laflar şemsiyesi altında yürüttüğü kulislerin etkisiyle tarım sektöründe üretim deseni değişiklikleri, hayvancılıkta üretimin azaltılması gibi bir takım uygulamalar tüm ülkelere dayatılır hale gelinmiştir. Bu konudaki detayları da “Hayvanlar Kimin Havasını Bozuyor” başlıklı yazımızdan okuya bilirsiniz.
Protestolara sebep olan sorunlar her ülkede az ya çok olmakla birlikte tabloda ülkelere göre hangi sorunun diğerlerine göre daha yoğun olarak ortaya çıktığı gösterilmiştir.
AB ülkelerinde çiftçi protestolarını başlatan ve bardağı taşıran son damla olan sıkıntıları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür;
İthalat ile rekabet şartlarının zorlaşması;
Rusya/Ukrayna savaşı sonucu özellikle Ukrayna üretimi tarım ürünlerinin dünya pazarına girişini kolaylaştırmak için Karadeniz üzerinden deniz yoluyla nakledilmesi o dönemde gündemi oldukça meşgul etmişti. Bunun AB ülkelerine yansıyan kısmı ise, Ukrayna ürünlerinin AB ülkelerine girişinde bir takım gümrük ve vergi kolaylıklarının getirilmesi bir süre sonra AB ülkelerindeki çiftçilerin “ucuz” ithalatla rekabette zorlanmaları şikâyetlerin başlangıç noktası olmuştur. Bir de yukarda bahsedilen gerekçeler hayvansal üretimi de kısıtlayarak Güney Amerika ülkeleri başta olmak üzere ithalat yolunu açmaları ve ithalatın şeker, tahıl ve ette haksız rekabete yol açtığı iddiası çiftçiler için patlama noktası olmuş görünüyor.
Maliyetlerin Yükselmesi; Mazot ve elektrikte maliyetlerinin aşırı artması, mazot desteğinin azaltılması,
Gelirin Düşmesi; Tarım ürünlerinin, özellikle tahıl ve süt fiyatlarını düşük tutulması ile çiftçi gelirinin azalması,
OTP Destekleri; AB ortak tarım politikası kapsamında verilen tarımsal desteklerin azaltılması, yapılan ödemlerin de gecikmesi ve zorlaştırılması,
Bazı AB kurallarına itiraz; Her yıl arazinin en az % 4 ünü nadasa bırakılması gibi zorunluluklara itirazlar,
Araç vergi rejimi; Tarımsal ürün taşımada kullanılan araçlarda vergi indiriminin kaldırılması
Azot emisyonu; Nitrojen oksit emisyonlarını azaltmak amacıyla hayvancılık üretiminin yarıya indirilmesi yönündeki talebe itiraz.
Ne Olur;
Çiftçilerin protesto ve gösterileri Avrupa ülkeleri çapında yaygınlaşmakta ve artmaktadır. AB de tarım sektörü paydaşlarının ve STK’ların ve hükümetlerin açıklamalarına, paylaşılan açıklama, yayınlara bakıldığında hükümetlerin, AB de uygulanan ortak tarım politikasında çiftçi aleyhine değişiklikler yapılan bazı konularda düzeltme yapılacağı görülüyor. Özellikle ithalatta yerli üreticiyi koruma uygulamalarını ve girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik bazı tavizlerin iadesi ve mümkünse daha fazla taviz, destek ve koruma talepleri kapsamında taleplerde ısrarlı olan çiftçi örgütlerinin ikna edilmesi için çalışmaları bir sonuca ulaştırılma çabaları sürüyor.
Bu mücadelede tüketicilerin desteğini de almış olması, çiftçilerin ellerini güçlendirmiş durumdadır. Hükümetlerin kararlarından dönmemesi durumunda, AB ülkeleri seçimlerinde aşırı sağın yükselişinde etkili olacağı konusu da yapılan yorumlar ve değerlendirmeler arasında bulunmaktadır.